slovník Němec - Turečtina

Deutsch - Türkçe

schlecht v turečtině:

1. kötü kötü


Kötü hissettim.
Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.
Ben ona biraz nasihat vermeye çalıştım fakat o bana şiddetle kötü davrandı.
İster iyi olsun ister kötü olsun hayatı kabul etmeliyiz.
Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.
Tom, Fransızcayı İngilizceden daha kötü konuşur.
Etin tadı kötü.
Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.
Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
Kendi görüşüme göre, Twitter kuşu dünyamızdaki en kötü kuştur.
Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.
Kötü hasat büyük gıda sıkıntısına neden oldu.
O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
Eurovision'un en kötü şarkısı birinci, en iyi şarkısı sondan ikinci oldu. Ne bir saçmalık!
Çamaşır makineni nasıl buluyorsun? " O kadar kötü değil."

Turecký slovo „schlecht„(kötü) se zobrazí v sadách:

Persönlichkeitsmerkmale auf Türkisch

2. fakir fakir


Deniz'in ailesi çok fakir.
Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.
Babamın fakir olmasından utanmıyorum.

3. hasta hasta


Bugün hastayım ve dışarı çıkmak istemiyorum.
Hasta olmuş olmalı.
O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.
Annem kötü bir soğuk algınlığından dolayı hasta.
O, hasta.
Jack hasta görünüyor.
Çok fazla içmek seni hasta edecek.
Hasta hissettim.
O, New Orleans'a vardığında hasta bir adamdı.
Sanırım o hasta. Onun ateşi var.
Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.
Derhal doktoru çağır, yoksa hasta daha kötü olabilir.
Hasta kız kardeşime baktım.
Bekleme salonunda beş hasta vardı.
Üzgünüm ama Paul hasta olduğunu bildirmek için aradı ve benim sana onun vardiyasını çalışman için ihtiyacım olacak.