1. et
Ben bir vejetaryenim, eğer uygunsa et yemeği tercih etmem.
Et yer misin?
Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
Yardım et!
Kırmızı şarap, et ile iyi gider.
Mary, diyetinde et miktarını kısıtlıyor.
Haydi söyle ve dans et!
Daha az et yemek iyi bir fikir midir?
Neden et yemediğini söyler misin lütfen?
Onu takip et.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
Et henüz hazır değil.
Acele et! Çok zamanımız yok.
Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.
Turecký slovo „κρέας„(et) se zobrazí v sadách:
Είδη κρέατος στα τουρκικά