slovník Angličtina - Turečtina

English - Türkçe

ever v turečtině:

1. hiç


Hiç kimse gelmedi.
Eskiden arabam vardı ama motosikletim hiç yoktu.
Sınavda başarısız olarak hakettiğin cezayı gördün,sınava hiç çalışmadın.
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmeden önce hiç İngilizce eğitimi almamıştı.
Elektronik sigaradan çıkan duman miktarı hiç fena değil.
Herhangi bir ev, hiç olmamasından daha iyidir.
Hiç uyumadan tam 24 saat çalıştım.
Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
O, hiç tereddüt etmeden kendi arabasını sattı.
Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
Bazen sana uğramamın bir sakıncası var mı? "Hayır, hiç. "