1. belli
O, dışarıya belli etmedi.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
Julia'yı sevdiği belli.
Turecký slovo „obvious„(belli) se zobrazí v sadách:
İngilizce Kelimeler: En Önemli 300 Sıfat 226 - 250