1. hoş
Arkadaşlarımla hoş bir akşam geçirdim.
Kız kardeşiniz gerçekten hoş.
Hoş geldin!
Sesi dinlemek için hoş.
Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
Sen hoş bir çocuksun.
O, en hoş bir parti için, ev sahibine teşekkür etti.
Bu üzümler hoş görünüyor fakat, aslında tadı buruk.
Japonya'ya hoş geldin.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin?
Pringles ve süzme yoğurt, hoş bir tat yaratır.
Bunlar iki hoş resimdir.
Romada hoş bir zaman geçiriyoruz.
Turecký slovo „agradable„(hoş) se zobrazí v sadách:
Los adjetivos de personalidad en turco2. güzel
Sen güzeldin.
Jolanta, Bronisław'ın üniversitesinden gelen, çok güzel bir genç kızdır.
Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?
Gözlerin güzel bir kadınla karşılaştığında, onu çok şaşırt.
Małgorzata'yı bir melek gibi seviyorum. Güzel yüzüne ve sarı saçlarına kurban olayım!
Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.
Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
Libusza çok güzel ve akıllı bir kızdır. O yüzden ben de onun en iyi arkadaşıyım.
Resident Evil 4, hayatımda oynadığım en güzel oyunlardan biridir.
Bożena, güzel ötesi sarı saçlı bir kızdır. Ayrıca o, bizim okuldaki en güzel öğrencidir.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
Onun için ikisinin daha güzel oluşu çok önemliydi.
Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.
Amcam her ne zaman gelse, o bizim için bazı güzel şeyler getirir.
3. zevkli