viikko v turečtině:

Zorlu bir hafta olacak.

Son hafta 5 öğrenci sınıfta yoktu.

O,bir hafta önce onunla karşılaştığını söyledi.

Bir insanı tanımak için, onunla sadece bir hafta seyahat etmelisin.

O ölmeden bir hafta önce vasiyetini değiştirdi,bütün servetini köpeği Pookie'e bıraktı.

Patron sekreterine hafta sonuna kadar iyi bir fikirle gelmesini söyledi.

Hafta içi her zaman meşguldür.

Hafta içleri beyaz gömlek giyerim.

Japon lise öğrencileri yılda 35 hafta okula gider.

İngiltere'den bir hafta önce geldiler.

Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.

Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.

Hafta sonları asla çalışmam.

Erkek kardeşim geçen hafta bana bir mektup gönderdi.

Gelecek hafta İngilizcede bütünleme sınavına girmek zorundayım.