francaise v turečtině:

O, Fransızca konuşabilir.

O, Fransızca kadar İspanyolca da konuşuyor.

Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.

Impossible Fransızca bir sözcük değildir.

Onun konuşabildiği kadar iyi Fransızca konuşabiliyorum.

Bu mektubu Fransızca yazdım.

Fransızca öğrenmek istiyorum.

Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

Seninle Fransızca konuşmaktan vazgeçeceğim.

Kendisine Fransızca öğretti.

Onların ana dili Fransızca.

Fransızca konuşmayı İngilizceden çok daha kolay buluyorum.

Fransızca bir film görmek istiyorsun, öyle mi?

Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.

Tom, günde üç saat Fransızca eğitimi almaya karar verdi.