1. sıkı
Çoğu öğrenci sıkı çalışır.
Başarmak için sıkı çalıştım.
Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım.
Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
Yapabildiğiniz kadar sıkı çalışın.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
Erkek kardeşim çok sıkı çalışıyormuş gibi davrandı.
Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün!
O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.
Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.
Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.
Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.
2. sert
Taş sert.
Bu yüzey çok sert.
Bana göre çocuklarına karşı çok sert.
O, sert bir kadındır.
Makinenin iskeleti sert olmalı.
Rüzgar sert esiyor.
Bu iş sırasında, sert surat yaparsan, müşteriler gelmez.
3. şiddetli
Bildiğiniz gibi, şiddetli yağmurun sonucu olarak geç kaldık.
Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
Hava çok şiddetli soğuk.
Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.
Düşmana karşı şiddetli bir taarruza geçtiler.
Rüzgar şiddetli esiyordu ve daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.