slovník holandský - Turečtina

Nederlands, Vlaams - Türkçe

leven v turečtině:

1. canlı


Kızı çok kibar ve canlı.
O, büyük babanın canlı görüntüsüdür.
Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?
Hiçbir şey bir resimden daha canlı değildir.

2. hayat


Hayat güzeldir.
Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
Hayat iniş ve yokuşlarla doludur.
Sensiz hayat berbat.
Neden hayat acılarla dolu?
Ölümden önce hayat var mıdır?
Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
Birçok aile sınırda yeni bir hayat kurmak için ayrıldı.
Hayat nasıl bu kadar garip!
Onları hayat görüşü acayip görünebilir.
Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
Sanat uzun, hayat kısadır.