1. bakmak
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
O,o kediye bakmak için istekliydi.
Turecký slovo „patrzeć„(bakmak) se zobrazí v sadách:
czasowniki tureckie2. bak
Bak! Tren geldi!
Kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorsan, sözlüğe bak.
Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.
Sözcüklere sözlüğünden bak.
Bu resime bak.
Bak! Orada göktaşı gidiyor.
Yukarıda verilen örneğe bak.
Bu pencere açılmaz,Onu kımıldatıp kımıldatamadığına bak.
Resme bak.
Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever.
Bu Japon arabasına bak.
Karlarla örtülü şu dağa bak.
Sayfanın üst kısmındaki resme bak.
Turecký slovo „patrzeć„(bak) se zobrazí v sadách:
300+ 25.10-01.11.21