1. iken
Eşi ameliyatta iken, ben ona eşlik ettim.
O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.
Anahtarımı yolda iken kaybetmiş olmalıyım.
O üç yaşında iken babasını kaybetti.
Onlar genç iken evlendiler.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
Turecký slovo „podczas„(iken) se zobrazí v sadách:
powitania i pozegnania