1. harika
Görüntü harikaydı.
Çamaşır makinesi harika bir icattır.
Ne harika bir aile!
Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş.
Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.
Harika!
Evin harika.
Bu kuşlar iyi uçmaz ama harika koşuculardır.
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
Hepiniz için harika haberim var.
Harika hediye için teşekkürler.
Daha önce böyle harika bir film izlediniz mi?
Harika, değil mi?
Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.
2. dikkat çekici