→ Turkish Sentences From Tatoeba 2 → Začněte se učit / Stáhněte si MP3 karty

otázka		odpověď
She came alone. začněte se učit		O tek başına geldi.
She choked him. začněte se učit		O onu boğdu.
She dumped him. začněte se učit		O onu terketti.
She fooled him. začněte se učit		O onu enayi yerine koydu.
She grew roses. začněte se učit		O güller yetiştirdi.
She helped him. začněte se učit		O ona yardımcı oldu.
She hugged him. začněte se učit		O ona sarıldı.
She is a nurse. začněte se učit		O bir hemşire.
She is awkward. začněte se učit		O sakardır.
She is out now. začněte se učit		O şimdi dışarıda.
She is prudish. začněte se učit		O aşırı dürüst geçinen biridir.
She isn't poor. začněte se učit		O zavallı değildir.
She kept quiet. začněte se učit		O, sessiz kaldı.
She kicked him. začněte se učit		O ona tekme attı.
She kissed him. začněte se učit		O onu öptü.
She likes wine. začněte se učit		O şarap sever.
She looked sad. začněte se učit		O, üzgün görünüyordu.
She loves cats. začněte se učit		O kedileri seviyor.
She misses him. začněte se učit		O onu özlüyor.
She seems rich. začněte se učit		O zengin görünüyor.
She shot a gun. začněte se učit		O bir silah sıktı.
She sings well. začněte se učit		O iyi şarkı söyler.
She teased him. začněte se učit		O ona sataştı.
She trusts him. začněte se učit		O ona güvenir.
She types well. začněte se učit		O iyi yazar.
She's a beauty. začněte se učit		O güzel bir kadındır.
Smoke appeared. začněte se učit		Duman ortaya çıktı.
It's spring. začněte se učit		Bahar geldi.
Stop grumbling. začněte se učit		Homurdanmayı bırak.
Take your time. začněte se učit		Acele etmeyin.
Thanks, Yukina. začněte se učit		Teşekkürler Yukina.
That's a shame. začněte se učit		Bu bir utanç.
That's a tower. začněte se učit		Bu bir kule.
That's my line! začněte se učit		Sıra bendedir.
That's strange. začněte se učit		Bu çok garip.
That's the way. začněte se učit		Bu böyledir.
That's too bad. začněte se učit		Bu çok kötü.
That's unusual. začněte se učit		Bu sıradışı.
The birds sang. začněte se učit		Kuşlar öttü.
The flag is up. začněte se učit		Bayrak yukarda.
Their eyes met. začněte se učit		Gözleri bir araya geldi.
Their lips met. začněte se učit		Dudakları dokundu.
There is a cat. začněte se učit		Bir kedi var.
They are happy. začněte se učit		Onlar mutlulular.
They asked him. začněte se učit		Ona soru sordular.
They hated Tom. začněte se učit		Onlar Tom'dan nefret ediyorlardı.
They quarreled. začněte se učit		Onlar tartıştılar.
They were busy. začněte se učit		Onlar meşgullerdi.
Think about it. začněte se učit		Bunu düşünün.
This annoys me. začněte se učit		Bu beni rahatsız ediyor.
This is a book. začněte se učit		Bu bir kitaptır.
This is a desk. začněte se učit		Bu bir masa.
This is broken. začněte se učit		Bu bozuk.
This is my car. začněte se učit		Bu benim arabam.
This is my cat. začněte se učit		Bu benim kedimdir.
This is my dog. začněte se učit		Bu benim köpeğim.
Ticket, please. začněte se učit		Bilet, lütfen.
Tom can't swim. začněte se učit		Tom yüzemez.
Tom died young. začněte se učit		Tom genç yaşta öldü.
Tom felt great. začněte se učit		Tom mükemmel hissetti.
Tom felt happy. začněte se učit		Tom mutlu hissetti.
Tom felt tired. začněte se učit		Tom yorgun hissetti.
Tom got burned. začněte se učit		Tom yandı.
Tom got robbed. začněte se učit		Tom soyuldu.
Tom has a cold. začněte se učit		Tom üşütmüş.
Tom has a rash. začněte se učit		Tom'un bir kaşıntısı var.
Tom has asthma. začněte se učit		Tom'un astımı var.
Tom hated Mary. začněte se učit		Tom Mary'den nefret ediyordu.
Tom hates Mary. začněte se učit		Tom Mary'den nefret ediyor.
Tom is a thief. začněte se učit		Tom bir hırsız.
Tom is at work. začněte se učit		Tom işte.
Tom is at work. začněte se učit		Tom çalışıyor.
Tom is nervous. začněte se učit		Tom sinirlidir.
Tom is out now. začněte se učit		Tom şimdi dışarda.
Tom is patient. začněte se učit		Tom sabırlıdır.
Tom isn't here. začněte se učit		Tom burada değil.
Tom isn't home. začněte se učit		Tom evde değildir.
Tom isn't tall. začněte se učit		Tom uzun boylu değil.
Tom looks pale. začněte se učit		Tom solgun görünüyor.
Tom set a trap. začněte se učit		Tom bir tuzak kurdu.
Tom slept late. začněte se učit		Tom geç uyudu.
Tom was mugged. začněte se učit		Tom yağmalanmıştı.
Tom was scared. začněte se učit		Tom korktu.
Tom, don't die. začněte se učit		Tom, ölme.
Try this sauce. začněte se učit		Bu sosu deneyin.
Turn on the TV. začněte se učit		TV'yi açın.
Wash your face. začněte se učit		Yüzünüzü yıkayın.
Watch yourself. začněte se učit		Kendine dikkat et.
We are cousins. začněte se učit		Biz kuzenleriz.
We are doctors. začněte se učit		Bizler doktoruz.
We made him go. začněte se učit		Biz onu gönderdik.
We need a plan. začněte se učit		Bizim bir plana ihtiyacımız var.
We study music. začněte se učit		Müzik çalışıyoruz.
We'll paint it. začněte se učit		Biz onu boyarız.
What do you do? začněte se učit		Ne iş yaparsınız?
When's it over? začněte se učit		Ne zaman biter.
Where is Paris? začněte se učit		Paris nerede?
Where were you? začněte se učit		Neredeydin?
Which side won? začněte se učit		Hangi taraf kazandı.
Who broke this? začněte se učit		Bunu kim kırdı?
Who is on duty? začněte se učit		Kimler görevde?
Who killed Tom? začněte se učit		Tom'u kim öldürdü?
Who knows that? začněte se učit		Onu kim biliyor?
Who likes Tony? začněte se učit		Tony'yi kim seviyor?
Who painted it? začněte se učit		Onu kim boyadı?
Why do you ask? začněte se učit		Neden soruyorsun?
Why do you lie? začněte se učit		Neden yalan söylüyorsun?
Why is he here? začněte se učit		Neden o orada?
Why is he here? začněte se učit		O niçin burada?
Will Jane sing? začněte se učit		Jane şarkı söyleyecek mi?
Yes, I know it. začněte se učit		Evet, bunu biliyorum.
You look bored. začněte se učit		Sıkılmış görünüyorsun.
You look tired. začněte se učit		Yorgun görünüyorsun.
You look upset. začněte se učit		Üzgün görünüyorsun.
You were right. začněte se učit		Sen haklıydın.
You're in luck. začněte se učit		Siz şanslısınız.
You're kidding! začněte se učit		Dalga geçiyorsun!
You're my type. začněte se učit		Sen benim tipimsin.
You're welcome. začněte se učit		Bir şey değil.
You've changed. začněte se učit		Değiştiniz.
A boat capsized. začněte se učit		Bir tekne alabora oldu.
A fish can swim. začněte se učit		Bir balık yüzebilir.
A man must work. začněte se učit		Bir adam çalışmak zorundadır.
All are present. začněte se učit		Herkes mevcut.
Allen is a poet. začněte se učit		Allen bir şair.
Do I annoy you? začněte se učit		Seni sıkıyor muyum?
Anybody will do. začněte se učit		Herhangi biri işe yarar.
Aoi dances well. začněte se učit		Aoi iyi dans eder.
Are drinks free? začněte se učit		İçecekler ücretsiz mi?
Are these yours? začněte se učit		Bu sizin mi?
Are you home? začněte se učit		Evde misin?
Are you excited? začněte se učit		Heyecanlı mısın?
Are you kidding? začněte se učit		Dalga mı geçiyorsun?
Are you serious? začněte se učit		Ciddi misin?
Are you working? začněte se učit		Çalışıyor musunuz?
Balls are round. začněte se učit		Toplar yuvarlaktır.
Bees make honey. začněte se učit		Arılar bal yapar.
Be yourself. začněte se učit		Kendine gel.
Boil some water. začněte se učit		Biraz su kaynatın.
Call me anytime. začněte se učit		Beni her zaman arayın.
Call the police! začněte se učit		Polis çağır!
Call the police! začněte se učit		Polisi çağır!
Can Bob be sick? začněte se učit		Bob hasta olabilir mi?
Can I go now? začněte se učit		Şimdi gidebilir miyim?
Can you do that? začněte se učit		Onu yapabilir misin?
Can you hear me? začněte se učit		Beni duyabiliyor musun?
Cats catch mice. začněte se učit		Kediler fareleri yakalar.
Clean your room. začněte se učit		Odanızı temizleyin.
Come and see me. začněte se učit		Beni görmeye gel.
Come and see me. začněte se učit		Gel ve beni gör.
Come here, John. začněte se učit		Buraya gel, John.
Come home early. začněte se učit		Eve erken gel.
Come if you can. začněte se učit		Gel gelebilirsen.
Come on, get up. začněte se učit		Haydi, kalk.
Congratulations! začněte se učit		Tebrikler!
Count to thirty. začněte se učit		Otuza kadar say.
Did he go there? začněte se učit		O oraya gitti mi?
Do you miss me? začněte se učit		Beni özledin mi?
Do I need a tie? začněte se učit		Bir kravata ihtiyacım var mı?
Do you have one? začněte se učit		Bir tanesine sahip misin?
Do you know her? začněte se učit		Onu tanıyor musunuz?
Do you remember? začněte se učit		Hatırlıyor musun?
Do you think so? začněte se učit		Öyle düşünüyor musun?
Do you want him? začněte se učit		Onu istiyor musunuz?
Does he know me? začněte se učit		O beni biliyor mu?
Don't apologize. začněte se učit		Özür dileme.
Don't be a fool. začněte se učit		Aptal olmayın.
Don't be absurd. začněte se učit		Saçma olmayın.
Don't be afraid. začněte se učit		Korkmayın.
Don't get angry. začněte se učit		Kızma.
Don't look back. začněte se učit		Geriye bakmayın.
Don't overdo it. začněte se učit		Aşırıya kaçmayın.
Don't play here. začněte se učit		Burada oynamayın.
Don't stop here. začněte se učit		Burada durma.
Don't tell lies. začněte se učit		Yalan söylemeyin.
Don't trust him. začněte se učit		Ona güvenme.
Drive carefully. začněte se učit		Dikkatli sür.
Emi looks happy. začněte se učit		Emi mutlu görünüyor.
Enjoy your meal! začněte se učit		Afiyet olsun!
Enjoy your trip. začněte se učit		Seyahatin tadını çıkarın.
Follow that car. začněte se učit		O arabayı izleyin.
Get out of here. začněte se učit		Defol
Give her a doll. začněte se učit		Ona bir oyuncak verin.
Give me a break. začněte se učit		Bana bir mola verin.
Go home quickly. začněte se učit		Çabucak eve git.
Goodbye, Sayoko. začněte se učit		Güle güle, Sayoko.
Great, isn't it? začněte se učit		Harika, değil mi?
Green suits you. začněte se učit		Yeşil size uyar.
Green suits you. začněte se učit		Yeşil size uyuyor.
Has he come yet? začněte se učit		Henüz geldi mi?
Good afternoon. začněte se učit		İyi günler.
He began to cry. začněte se učit		O ağlamaya başladı.
He began to run. začněte se učit		O koşmaya başladı.
He bought a hat. začněte se učit		O bir şapka aldı.
He can run fast. začněte se učit		O hızlı koşabilir.
He can't be ill. začněte se učit		O hasta olamaz.
He did his best. začněte se učit		O elinden geleni yaptı.
He felt at home. začněte se učit		O evindeymiş gibi hissetti.
He gave up hope. začněte se učit		O, ümidinden vazgeçti.
He had jeans on. začněte se učit		Üzerinde kot pantolon vardı.
He had no money. začněte se učit		Onun hiç parası yoktu.
He has a camera. začněte se učit		Onun bir kamerası var.
He has a hat on. začněte se učit		Kafasında bir şapkası vardı.
He has a racket. začněte se učit		Onun bir raketi var.
He has a Toyota. začněte se učit		Onun bir Toyotası var.
He has gone mad. začněte se učit		O çıldırdı.
He has gone out. začněte se učit		O gitti.
He has no money. začněte se učit		Onun hiç parası yok.
He has ten cows. začněte se učit		Onun on ineği var.
He has two dogs. začněte se učit		Onun iki köpeği var.
He is a bad boy. začněte se učit		O kötü bir çocuk.
He is a painter. začněte se učit		O bir ressam.
He is a teacher. začněte se učit		O bir öğretmen.
He is depressed. začněte se učit		O bunalımlı.
He is my friend. začněte se učit		O benim arkadaşım.
He is off today. začněte se učit		O bugün izinli.
He is unmarried. začněte se učit		O, bekar.
He is very kind. začněte se učit		O çok kibardır.
He is very kind. začněte se učit		O çok nazik.
He kept singing. začněte se učit		O şarkı söylemeyi sürdürdü.
He kept talking. začněte se učit		O konuşmaya devam etti.
He lied readily. začněte se učit		O kolayca yalan söyledi.
He likes Disney. začněte se učit		O Disney'i sever.
He likes soccer. začněte se učit		O futbolu seviyor.
He likes sweets. začněte se učit		O şekerlemeden hoşlanır.
He likes tigers. začněte se učit		O kaplanlar seviyor.
He likes to run. začněte se učit		O koşmayı sever.
He likes to run. začněte se učit		O çalıştırmayı seviyor.
He looked about. začněte se učit		O etrafına bakındı.
He looks strong. začněte se učit		O güçlü görünüyor.
He lost his job. začněte se učit		O işini kaybetti.
He loves trains. začněte se učit		O trenleri sever.
He made a robot. začněte se učit		O bir robot yaptı.
He made me sing. začněte se učit		O bana şarkı söyletti.
He may be there. začněte se učit		O orada olabilir.
He mentioned it. začněte se učit		O ondan bahsetti.
He plays soccer. začněte se učit		O futbol oynar.
He seems honest. začněte se učit		O dürüst görünüyor.
He swindled her. začněte se učit		O onu dolandırdı.
He walks slowly. začněte se učit		O, yavaşça yürüyor.
He was cheating. začněte se učit		O hile yapıyordu.
He was speaking. začněte se učit		O konuşuyordu.
He was standing. začněte se učit		O, ayakta duruyordu.
He was very old. začněte se učit		O çok yaşlıydı.
He writes books. začněte se učit		O kitaplar yazar.
He's a comedian. začněte se učit		O bir komedyen.
He's a comedian. začněte se učit		O bir komedyendir.
He's kind to me. začněte se učit		O bana karşı nazik.
He's very timid. začněte se učit		O çok ürkek.
Help me, please. začněte se učit		[sound: LC3BCtfen+bana+yardC4B1m+et. mp3] Lütfen bana yardım et.
How about 12:45? začněte se učit		12:45'e ne dersin?
How is your dad? začněte se učit		Baban nasıl?
How rude of you! začněte se učit		Ne kadar kabasın!
How's your cold? začněte se učit		Soğuk algınlığın nasıl?
How's your wife? začněte se učit		Karın nasıl?
I ache all over. začněte se učit		Benim her yerim ağrıyor.
I am a bachelor. začněte se učit		Ben bekarım.
I am in a spot. začněte se učit		Başım dertte.
I'm in trouble. začněte se učit		Başım belada.
I'm dead tired. začněte se učit		Ben çok yorgunum.
I bought a book. začněte se učit		Ben bir kitap satın aldım.
I broke a glass. začněte se učit		Ben bir bardak kırdım.
I bump into her. začněte se učit		Onu çarparım.
I call him Mike. začněte se učit		Onu Mike olarak çağırırım.
I called her up. začněte se učit		Onu aradım.
I called him up. začněte se učit		Ben onu aradım.
I called Tom up. začněte se učit		Tom'a telefon ettim.
I can swim fast. začněte se učit		Ben hızlı yüzebilirim.
I can swim well. začněte se učit		Ben iyi yüzebilirim.
I can't hear it. začněte se učit		Ben onu duyamıyorum.
I can't help it. začněte se učit		Elimde değil.
I caught a cold. začněte se učit		Soğuk aldım.
I cooked dinner. začněte se učit		Ben akşam yemeğini pişirdim.
I didn't see it. začněte se učit		Ben onu görmedim.
I don't need it. začněte se učit		Ona ihtiyacım yok.
I don't see him. začněte se učit		Onu görmüyorum.
I escaped death. začněte se učit		Ölüm tehlikesini atlattım.
I feel feverish. začněte se učit		Ateşim çıktı./Ateşim var.
I feel homesick. začněte se učit		Vatan hasreti hissediyorum.
I feel relieved. začněte se učit		Ben rahatlamış hissediyorum.
I felt left out. začněte se učit		Ben dışarıda bırakılmış hissettim.
I get up at six. začněte se učit		Ben altıda kalkarım.
I go every year. začněte se učit		Ben her yıl giderim.
I got up at six. začněte se učit		Altıda kalktım.
I guessed right. začněte se učit		Ben doğru tahmin ettim.
I hate politics. začněte se učit		Siyasetten nefret ederim.
I hate reptiles. začněte se učit		Sürüngenler nefret ediyorum.
I have a bruise. začněte se učit		Bir çürüğüm var.
I have diabetes. začněte se učit		Diyabetim var.
I have dry skin. začněte se učit		Ben kuru bir cilde sahibim.
I have no fever. začněte se učit		Ben ateşim yok.
I have no money. začněte se učit		Hiç param yok.
I have ten pens. začněte se učit		Benim on dolma kalemim var.
I have to work. začněte se učit		Çalışmak zorundayım.
I have two cars. začněte se učit		İki arabam var.
I hear the drum. začněte se učit		Ben davulu duyuyorum.
I hurt my elbow. začněte se učit		Dirseğimi incittim.
I just miss him. začněte se učit		Ben sadece onu özlüyorum.
I know her well. začněte se učit		Onu iyi tanırım.
I know the girl. začněte se učit		Kızı tanıyorum.
I lay on my bed. začněte se učit		Yatağımda uzandım.
I lent him a CD. začněte se učit		Ona bir CD ödünç verdim.
I like baseball. začněte se učit		Beyzbolu severim.
I like sleeping. začněte se učit		Ben uyumayı seviyorum.
I like swimming. začněte se učit		Yüzmeyi severim.
I like the cold. začněte se učit		Ben soğuğu severim.
I like your car. začněte se učit		Arabanı severim.
I live in Japan. začněte se učit		Ben Japonya'da yaşıyorum.
I live in Tokyo. začněte se učit		Tokyo'da yaşıyorum.
I lost my watch. začněte se učit		Saatimi kaybettim.
I love comedies. začněte se učit		Komedileri seviyorum.
I meant no harm. začněte se učit		Amacım zarar vermek değildi.
I must go there. začněte se učit		Oraya gitmeliyim.
I must help her. začněte se učit		Ona yardım etmeliyim.
I need his help. začněte se učit		Benim onun yardımına ihtiyacım var.
I need somebody. začněte se učit		Birine ihtiyacım var.
I never give up. začněte se učit		Ben asla vazgeçmem.
I often see him. začněte se učit		Ben sık sık onu görürüm.
I outwitted him. začněte se učit		Onu kurnazlıkla altettim.
I paid the bill. začněte se učit		Ben faturayı ödedim.
I played tennis. začněte se učit		Tenis oynadım.
I prefer coffee. začněte se učit		Kahveyi öneririm.
I run every day. začněte se učit		Her gün koşarım.
I run every day. začněte se učit		Her gün çalışırım.
I saw her again. začněte se učit		Ben onu tekrar gördüm.
I saw him again. začněte se učit		Onu tekrar gördüm.
I shook my head. začněte se učit		Kafamı salladım.
I stay in Osaka. začněte se učit		Osaka'da kalıyorum.
I study English. začněte se učit		İngilizce çalışırım.
I teach English. začněte se učit		Ben İngilizce öğretirim.
I think it's OK. začněte se učit		Tamam olduğunu sanıyorum.
I think so, too. začněte se učit		Ben de öyle düşünüyorum.
I voted for Ken. začněte se učit		Ken için oy kullandım.
I wake up early. začněte se učit		Erken uyanırım.
I want a friend. začněte se učit		Bir arkadaş istiyorum.
I want a guitar. začněte se učit		Bir gitar istiyorum.
I want a refund. začněte se učit		Paramı geri istiyorum.
I want a Toyota. začněte se učit		Ben bir Toyota istiyorum.
I want that bag. začněte se učit		[sound: O+C3A7antayC4B1+istiyorum. mp3] O çantayı istiyorum.
I want to drive. začněte se učit		Araba sürmek istiyorum.
I want to sleep. začněte se učit		Uyumak istiyorum.
I will warn him. začněte se učit		Onu uyaracağım.
I wish you luck. začněte se učit		Sana şanş diliyorum.
I work with him. začněte se učit		Onunla çalışıyorum.
I'll be glad to. začněte se učit		Memnun olurum.
I'll buy a Ford. začněte se učit		Ben bir Ford alacağım.
I'll call later. začněte se učit		Ben daha sonra ararım.
I'll come by 10. začněte se učit		10'a kadar döneceğim.
I'll do my best. začněte se učit		Ben elimden gelenin en iyisini yapacağım.
I'm a bit tired. začněte se učit		Ben biraz yorgunum.
I'm a good cook. začněte se učit		Ben iyi bir aşçıyım.
I'm a policeman. začněte se učit		Ben bir polisim.
I'm a TV addict. začněte se učit		Ben bir TV bağımlısıyım.
I'm able to run. začněte se učit		Koşabilirim.
I'm about ready. začněte se učit		Ben neredeyse hazırım.
I'm almost done. začněte se učit		Neredeyse bitirdim.
I'm begging you. začněte se učit		Size yalvarıyorum.
I'm feeling fit. začněte se učit		Ben formda hissediyorum.
I'm from Canada. začněte se učit		Ben Kanadalıyım.
I'm from Zambia. začněte se učit		Ben Zambiyalıyım...
I'm in no hurry. začněte se učit		Ben hiç acelem yok.
I'm leaving now. začněte se učit		Ben şimdi gidiyorum.
I'm left-handed. začněte se učit		Ben solağım.
I'm on holiday. začněte se učit		Tatildeyim.
I'm tired of it. začněte se učit		Ondan usandım.
I'm tired of TV. začněte se učit		TV'den usandım.
I'm very hungry. začněte se učit		Ben çok açım.
I've had enough. začněte se učit		Bu kadarı yeter.
Is anybody here? začněte se učit		Burada biri var mı?
Is anybody home? začněte se učit		Evde kimse var mı?
Is he a teacher? začněte se učit		O bir öğretmen mi?
Is he breathing? začněte se učit		O, nefes alıyor mu?
Is she a doctor? začněte se učit		O bir doktor mudur?
Is she here yet? začněte se učit		O henüz burada mı?
Is this a radio? začněte se učit		Bu bir radyo mu?
Is this a river? začněte se učit		Bu bir nehir mi?
It doesn't hurt. začněte se učit		Bu incitmez.
It is necessary. začněte se učit		Bu gerekli.
It is seven now. začněte se učit		Şimdi yedidir.
It looked cheap. začněte se učit		O, ucuz görünüyordu.
It snowed a lot. začněte se učit		Çok kar yağdı.
It tasted sweet. začněte se učit		Tatlı bir tadı vardı.
It was very hot. začněte se učit		Çok sıcaktı.
It's a dead end. začněte se učit		Bu bir çıkmaz sokak.
It's a fine day. začněte se učit		Güzel bir gün.
It's a surprise. začněte se učit		O bir sürprizdir.
It's about time. začněte se učit		Bu bir zaman meselesi.
It's almost six. začněte se učit		Neredeyse altı.
It's an eyesore. začněte se učit		O, göz zevkini bozar.
It's cool today. začněte se učit		Bugün hava serin.
It's fine today. začněte se učit		Bugün hava güzel.
It's impossible. začněte se učit		O imkansız.
It's lunch time. začněte se učit		Şimdi, öğlen yemeği zamanı.
It's lunch time. začněte se učit		Öğle yemeği zamanı.
It's not so far. začněte se učit		O kadar uzak değil.
It's OK with me. začněte se učit		Benim için sakıncası yok.
It's okay to go. začněte se učit		Gidebilirsiniz.
It's sweltering. začněte se učit		Hava bunaltıcı.
It's time to go. začněte se učit		Gitme zamanı geldi.
Jack isn't here. začněte se učit		Jack, burada değil.
Jane was fuming. začněte se učit		Jane kızgındı.
Jim is Canadian. začněte se učit		Jim Kanadalıdır.
John works hard. začněte se učit		John sıkı çalışır.
Kate has a cold. začněte se učit		Kate soğuk almış.
Keep it in mind. začněte se učit		Aklınızda bulundurun.
Keep on smiling. začněte se učit		Gülümsemeye devam edin.
Keep the secret. začněte se učit		Sırrı saklayın.
Ken has made it. začněte se učit		Onu Ken yaptı.
Ken looks happy. začněte se učit		Ken mutlu görünüyor.
Ken's turn came. začněte se učit		Ken'in sırası geldi.
Kumi made a box. začněte se učit		Kumi bir kutu yaptı.
Large, isn't it? začněte se učit		Büyük, değil mi?
Leave him alone. začněte se učit		Onu yalnız bırak.
Leave Tom alone. začněte se učit		Tom'u yalnız bırak.
Lemons are sour. začněte se učit		Limonlar ekşidir.
Let me check it. začněte se učit		Onu kontrol edeyim.
Let me go alone. začněte se učit		Ben yalnız gideyim.
Let me help you. začněte se učit		Sana yardım edeyim.
Let me see that. začněte se učit		Onu görmeme izin ver.
Let me see that. začněte se učit		Şunu görmeme izin ver.
Let's eat lunch. začněte se učit		Öğle yemeği yiyelim.
Let's eat sushi. začněte se učit		Suşi yiyelim.
Let's fly kites. začněte se učit		Uçurtmalar uçuralım.
Let's go by bus. začněte se učit		Haydi otobüsle gidelim.
Let's go by car. začněte se učit		Araba ile gidelim.
Let's rest here. začněte se učit		Burada dinlenelim.
Let's stop here. začněte se učit		Burada duralım.
Let's try again. začněte se učit		Tekrar deneyelim.
Let's turn back. začněte se učit		Geri dönelim.
Look at the cat. začněte se učit		Kedi'ye bak.
Look behind you. začněte se učit		Arkana bak.
Make it smaller. začněte se učit		Onu daha küçük yap.
Mary helped Tom. začněte se učit		Mary Tom'a yardımcı oldu.
May I go to bed? začněte se učit		Ben yatağa gidebilir miyim?
May I cut in? začněte se učit		Sözünüzü kesebilir miyim?
May I try it on? začněte se učit		Bunu deneyebilir miyim?
Maybe he's dead. začněte se učit		Belki de öldü.
Mike sings well. začněte se učit		Mike iyi şarkı söylüyor.
Mike sings well. začněte se učit		Mike iyi şarkı söyler.
My dog is white. začněte se učit		Köpeğim beyaz.
My father is in. začněte se učit		Babam içeride.
My father walks. začněte se učit		Babam yürüyüş yapar.
My hat blew off. začněte se učit		Şapkam uçtu.
My name is Jack. začněte se učit		Benim adım Jack.
Never tell lies. začněte se učit		Asla yalan söylemeyin.
Nice to see you. začněte se učit		Seni gördüğüme sevindim.
No one can tell. začněte se učit		Hiç kimse söyleyemez.
No, I didn't go. začněte se učit		Hayır, gitmedim.
Nobody likes it. začněte se učit		Kimse ondan hoşlanmıyor.
Open the bottle. začněte se učit		Şişeyi aç.
Open your mouth! začněte se učit		Ağzını aç!
Pass me the pen. začněte se učit		Kalemi bana iletin.
Please be quiet. začněte se učit		Lütfen sessiz olun.
Please call him. začněte se učit		Lütfen onu ara.
Please fix this. začněte se učit		Lütfen bunu tamir edin.
Please hurry! začněte se učit		Lütfen acele et!
Please sit here. začněte se učit		Lütfen burada oturun.
Please take one. začněte se učit		Lütfen birini alın.
Please, tell me. začněte se učit		Lütfen söyle bana.
Prices are high. začněte se učit		Fiyatlar yüksek.
Put on your cap. začněte se učit		Şapkanı giy.
Repeat after me. začněte se učit		Benden sonra tekrarla.
See you about 7. začněte se učit		Yedi gibi görüşürüz.
Send it by mail. začněte se učit		Posta ile gönder.
He admired her. začněte se učit		Ona hayran oldu.
She forgave him. začněte se učit		O, onu bağışladı.
She got up late. začněte se učit		O geç kalktı.
She had a radio. začněte se učit		Onun bir radyosu vardı.
She is a runner. začněte se učit		O bir koşucu.
She is a typist. začněte se učit		O bir daktilo memuru.
She is graceful. začněte se učit		O şıktır.
She is not tall. začněte se učit		O uzun boylu değil.
She is very sad. začněte se učit		O çok üzgün.
She looked away. začněte se učit		O yüzünü çevirdi.
She married him. začněte se učit		Ona evlendi.
She pinched him. začněte se učit		O ona çimdik attı.
She scolded him. začněte se učit		O onu azarladı.
She slapped him. začněte se učit		O onu tokatladı.
She stabbed him. začněte se učit		O onu bıçakladı.
She talks a lot. začněte se učit		O çok konuşur.
She tempted him. začněte se učit		O onu baştan çıkardı.
She tied him up. začněte se učit		O ona bağlandı.
She took it off. začněte se učit		Onu çıkardı.
She went inside. začněte se učit		O içeri girdi.
She woke him up. začněte se učit		O onu uyandırdı.
She's assertive. začněte se učit		O iddialıdır.
He's depressed. začněte se učit		O depresyondadır.
She's my sister. začněte se učit		O, benim kız kardeşim.
Shut your mouth. začněte se učit		Kapa çeneni.
Silk feels soft. začněte se učit		İpek yumuşaktır.
Sit up straight. začněte se učit		Dik oturun.
That car is his. začněte se učit		O araba onun.
That is a table. začněte se učit		Bu bir tablodur.
That is her car. začněte se učit		O, onun otomobili.
It is unfair. začněte se učit		Bu adil değil.
That's a relief. začněte se učit		Bu bir rahatlama.
That's about it. začněte se učit		Bu onun hakkında.
That's my fault. začněte se učit		O, benim hatam.
That's not real. začněte se učit		O gerçek değil.
That's not true. začněte se učit		O doğru değil.
She's awesome. začněte se učit		O korkunçtur.
That's too much. začněte se učit		O çok fazla.
That's very big. začněte se učit		Şu çok büyük.
The boy is kind. začněte se učit		Çocuk naziktir.
The cup is nice. začněte se učit		Fincan güzel.
The dog is dead. začněte se učit		Köpek ölüdür.
The door opened. začněte se učit		Kapı açıldı.
The engine died. začněte se učit		Motor durdu.
The fire is out. začněte se učit		Ateş söndü.
The leaves fell. začněte se učit		Yapraklar düştü.
The light is on. začněte se učit		Işık açık.
The man blushed. začněte se učit		Adam kızardı.
The room is hot. začněte se učit		Oda sıcak.
There's no soap. začněte se učit		Sabun yok.
These are birds. začněte se učit		Bunlar kuştur.
They are actors. začněte se učit		Onlar aktördür.
They are melons. začněte se učit		Onlar kavun.
They are pilots. začněte se učit		Onlar pilotturlar.
Those are nice. začněte se učit		Onlar güzel.
They drink coke. začněte se učit		Onlar kola içerler.
They greeted me. začněte se učit		Onlar beni selamladı.
They live apart. začněte se učit		Onlar ayrı yaşarlar.
They live there. začněte se učit		Onlar orada yaşıyor.
They seem happy. začněte se učit		Onlar mutlu görünüyorlar.
They'll kill me. začněte se učit		Onlar beni öldürecek.
This dog is big. začněte se učit		Bu köpek büyük.
This is for you. začněte se učit		Bu sizin için.
This is her pen. začněte se učit		Bu onun kalemi.
This is my book. začněte se učit		Bu benim kitabım.
This is my desk. začněte se učit		Bu benim masam.
This is the end. začněte se učit		Bu sondur.
It's too large. začněte se učit		Bu çok büyük.
It's not mine. začněte se učit		Bu benim değil.
Time is wasting. začněte se učit		Zaman boşa geçiyor.
Tom almost died. začněte se učit		Tom neredeyse ölüyordu.
Tom ate quickly. začněte se učit		Tom çabucak yedi.
Tom called Mary. začněte se učit		Tom Mary'yi aradı.
Tom came by car. začněte se učit		Tom araba ile geldi.
Tom felt guilty. začněte se učit		Tom kendini suçlu hissetti.
Tom felt hungry. začněte se učit		Tom aç hissetti.
Tom felt lonely. začněte se učit		Tom yalnız hissetti.
Tom felt uneasy. začněte se učit		Tom huzursuz hissetti.
Tom fooled Mary. začněte se učit		Tom Mary'yi aptal yerine koydu.
Tom got a raise. začněte se učit		Tom'un bir zammı var.
Tom got his way. začněte se učit		Tom istediğini yaptırdı.
Tom got nervous. začněte se učit		Tom sinirlendi.
Tom got shot at. začněte se učit		Tom'a ateş edildi.
Tom had jet lag. začněte se učit		Tom'u uçak tutmuştu.
Tom had no food. začněte se učit		Tom'un hiç yiyeceği yok.
Tom has a cough. začněte se učit		Tom öksürüğü var.
Tom has hiccups. začněte se učit		Tom hıçkırığı var.
Tom hugged Mary. začněte se učit		Tom Mary'ye sarıldı.
Tom is divorced. začněte se učit		Tom boşanmış.
Tom is my buddy. začněte se učit		Tom benim arkadaşım.
Tom kicked Mary. začněte se učit		Tom Mary'yi tekmeledi.
Tom killed Mary. začněte se učit		Tom Mary'yi öldürdü.
Tom kissed Mary. začněte se učit		Tom Mary'yi öptü.
Tom let Mary go. začněte se učit		Tom Mary'nin gitmesine izin verdi.
Tom let me down. začněte se učit		Tom yüzümü kara çıkardı.
Tom looks bored. začněte se učit		Tom sıkılmış görünüyor.
Tom looks tired. začněte se učit		Tom yorgun görünüyor.
Tom looks young. začněte se učit		Tom genç görünüyor.
Tom needs a job. začněte se učit		Tom'un bir işe ihtiyacı var.
Tom seems happy. začněte se učit		Tom mutlu görünüyor.
Tom teased Mary. začněte se učit		Tom Mary'ye şaka yollu takıldı.
Tom walked home. začněte se učit		Tom eve yürüdü.
Tom was shocked. začněte se učit		Tom şok oldu.
Tom went hiking. začněte se učit		Tom yürüyüşe gitti.
Tom won the bet. začněte se učit		Tom bahsi kazandı.
Tony is playing. začněte se učit		Tony oynuyor.
Turn off the TV. začněte se učit		TV'yi kapatın.
Unlock the door. začněte se učit		Kapının kilidini açın.
Watch your step. začněte se učit		Adımına dikkat et.
Watch your step. začněte se učit		Dikkatli ol.
Watch your toes. začněte se učit		Ayak parmaklarınıza dikkat edin.
We all like him. začněte se učit		Hepimiz onu seviyoruz.
We are his sons. začněte se učit		Biz onun oğullarıyız.
We're students. začněte se učit		Biz öğrenciyiz.
We are teachers. začněte se učit		Biz öğretmeniz.
We love picnics. začněte se učit		Biz piknikleri seviyoruz.
We made him cry. začněte se učit		Onu ağlattık.
We ought to win. začněte se učit		Biz kazanmalıyız.
We sang for her. začněte se učit		Biz onun için şarkı söyledik.
We went to Gifu. začněte se učit		Biz Gifu'ya gittik.
What a surprise! začněte se učit		Ne sürpriz!
What did he say? začněte se učit		O ne söyledi?
What is he like? začněte se učit		O nasıl biridir?
What is missing? začněte se učit		Ne eksik?
What time is it? začněte se učit		Saat kaç?
What was stolen? začněte se učit		Ne çalındı ?
What year is it? začněte se učit		Hangi yıl?
What's going on? začněte se učit		Neler oluyor?
What's her name? začněte se učit		Onun adı nedir?
What's kept you? začněte se učit		Seni ne korudu?
What's Tom like? začněte se učit		Tom nasıl biri?
What's up, Mike? začněte se učit		Ne haber, Mike?
What's your job? začněte se učit		Sizin işiniz nedir?
When can we eat? začněte se učit		Biz ne zaman yiyebiliriz?
When do you run? začněte se učit		Ne zaman çalışırsın?
Where did he go? začněte se učit		Nereye gitti?
Where's my book? začněte se učit		Benim kitabım nerede?
Who is that boy? začněte se učit		O çocuk kimdir?
Who's this guy? začněte se učit		Bu adam kim?
Who's that girl? začněte se učit		O kız kimdir?
Why did you cry? začněte se učit		Niçin ağladın?
You look stupid. začněte se učit		Aptal görünüyorsun.
You can go home. začněte se učit		Eve gidebilirsin.
You'll be sorry! začněte se učit		Üzülürsün!
You'll get lost. začněte se učit		Kaybolacaksın.
You're a person. začněte se učit		Sen bir insansın.
You've been had. začněte se učit		Aptal yerine konuldun.
Your time is up. začněte se učit		Zamanın bitti.
A dog is barking. začněte se učit		Bir köpek havlıyor.
A fox came along. začněte se učit		A tilki birlikte geldi.
A fuse has blown. začněte se učit		Bir sigorta atmış.
A girl phoned me. začněte se učit		Bir kız beni aradı.
Anything will do. začněte se učit		Herhangi birşey olur.
Are you busy now? začněte se učit		Şimdi meşgul müsün?
Are you free now? začněte se učit		Şimdi boş musun?
Are you Japanese? začněte se učit		Japon musun?
Are you new here? začněte se učit		Burada yeni misin?
Are you students? začněte se učit		Siz öğrenci misiniz?
Are you studying? začněte se učit		Çalışıyor musun?
Aren't you happy? začněte se učit		Mutlu değil misin?
Aren't you ready? začněte se učit		Hazır değil misin?
Ask him about it. začněte se učit		Bu konuda ona sorun.
Betty killed her. začněte se učit		Betty onu öldürdü.
Bite your tongue! začněte se učit		Dilini ısır!
Bob is my friend. začněte se učit		Bob benim arkadaşım.
Brian looks blue. začněte se učit		Brian hüzünlü görünüyor.
Bring me the key. začněte se učit		Anahtarı bana getir.
Brush your teeth. začněte se učit		Dişlerini fırçala.
Business is slow. začněte se učit		İş yavaş.
Call me sometime. začněte se učit		Beni bazen ara.
Can I go to work? začněte se učit		İşe gidebilir miyim?
Can I study here? začněte se učit		Burada çalışabilir miyim?
Can you meet him? začněte se učit		Onu görüşebilir misin?
Can you prove it? začněte se učit		Bunu kanıtlayabilir misin?
Can you run fast? začněte se učit		Hızlı koşabilir misin?
Check your order. začněte se učit		Siparişinizi kontrol edin.
Cherries are red. začněte se učit		Kirazlar kırmızıdır.
Close the window. začněte se učit		Pencereyi kapat.
Come and help us. začněte se učit		Gelin ve bize yardımcı olun.
Come and join us. začněte se učit		Gelin ve bize katılın.
Come on, wake up. začněte se učit		Haydi, uyanın.
Come to my house. začněte se učit		Evime gel.
Could I help you? začněte se učit		Ben size yardımcı olabilir mi?
Cows supply milk. začněte se učit		İnekler süt sağlarlar
Cross the street. začněte se učit		Karşıya geç.
Did Spot go, too? začněte se učit		Spot da gitti mi?
Did you know him? začněte se učit		Onu tanıyor muydunuz?
Do as I tell you. začněte se učit		Sana söylediğim gibi yap.
Do as I told you. začněte se učit		Söylediğim gibi yapın.
Do as you please. začněte se učit		Lütfen istediğiniz gibi yapın.
Do not come here. začněte se učit		Buraya gelme.
Do what is right. začněte se učit		Doğru olanı yapın.
Do what you like. začněte se učit		İstediğinizi yapın.
Do you feel sick? začněte se učit		Kendinizi hasta hissediyor musunuz?
Do you have rice? začněte se učit		Pirincin var mı?
Do you like fish? začněte se učit		Balık sever misiniz?
Do you live here? začněte se učit		Burada mı yaşıyorsun?
Do your homework. začněte se učit		Evödevinizi yapın.
Do your own work. začněte se učit		Kendi işini yap.
Don't ask me why. začněte se učit		Nedenini bana sormayın.
Don't deceive me. začněte se učit		Beni kandırma.
Don't deceive me. začněte se učit		Beni aldatma.
Don't lose heart. začněte se učit		Cesaretini kaybetme.
Don't mention it. začněte se učit		Estağfurullah.
Don't oppose him. začněte se učit		Ona karşı gelmeyin.
Don't tell on me. začněte se učit		Beni gammazlama.
Don't use my pen. začněte se učit		Benim kalemimi kullanma.
Don't waste time. začněte se učit		Zamanı israf etmeyin.
Don't yell at me. začněte se učit		Bana bağırma.
Dreams come true. začněte se učit		Hayalleri gerçek olur.
Either day is OK. začněte se učit		Her iki gün de tamam.
It's all OK. začněte se učit		Her şey yolunda.
Follow my advice. začněte se učit		Benim tavsiyemi izleyin.
For what purpose? začněte se učit		Hangi amaçla?
George was livid! začněte se učit		George mosmor oldu!
Get on the horse. začněte se učit		Ata bin.
Give me the book. začněte se učit		Bana kitabı verin.
Goodnight, Timmy. začněte se učit		İyi geceler, Timmy.
Harry is only 40. začněte se učit		Harry sadece 40.
Have a good time. začněte se učit		İyi eğlenceler.
Have a nice trip! začněte se učit		İyi yolculuklar.
Have a safe trip. začněte se učit		Güvenli yolculuklar.
Have it your way. začněte se učit		İstediğin gibi yap.
Have some coffee? začněte se učit		Kahve içer misin?
He ate all of it. začněte se učit		O onun hepsini yedi.
He became famous. začněte se učit		O ünlü oldu.
He behaved badly. začněte se učit		O kötü davrandı.
He blew the deal. začněte se učit		Anlaşmayı kaçırdı.
He broke the law. začněte se učit		O yasayı ihlal etti.
He calls me Pete. začněte se učit		O bana Pete der.
He can read well. začněte se učit		O iyi okuyabilir.
He can swim fast. začněte se učit		O, hızlıca yüzebilir.
He can swim well. začněte se učit		O iyi yüzebilir.
He can't read it. začněte se učit		O onu okuyamaz.
He died recently. začněte se učit		O geçenlerde öldü.
He fell backward. začněte se učit		O geriye düştü.
He fixed the net. začněte se učit		O ağı onardı.
He flew to Paris. začněte se učit		O, Paris'e uçtu.
He gave it to me. začněte se učit		O onu bana verdi.
He got a new job. začněte se učit		Onun yeni bir işi var.
He had no hat on. začněte se učit		O, şapka giymemişti.
He has a Picasso. začněte se učit		Onun bir Picasso'su var.
He has been busy. začněte se učit		O meşguldür.
He has big hands. začněte se učit		Onun büyük elleri var.
He has long hair. začněte se učit		Onun uzun saçı var.
He has long legs. začněte se učit		Onun uzun bacakları vardır.
He hates spiders. začněte se učit		O örümceklerden nefret ediyor.
He heard a shout. začněte se učit		O bir bağırma sesi duydu.
He hung up on me. začněte se učit		O telefonu yüzüme kapadı.
He is a kind boy. začněte se učit		O kibar bir çocuk.
He is dead drunk. začněte se učit		O körkütük sarhoş.
He is doing well. začněte se učit		O iyi yapıyor.
He is her friend. začněte se učit		O, onun arkadaşı.
He is in pajamas. začněte se učit		O pijamalarını giymiş.
He is in trouble. začněte se učit		Onun sorunları var.
He's my brother. začněte se učit		O benim erkek kardeşim.
He is my teacher. začněte se učit		O benim öğretmenim.
He's not stupid. začněte se učit		O aptal değil.
He is overweight. začněte se učit		O kilolu.
He is past forty. začněte se učit		O kırkı geçmiş.
He is still here. začněte se učit		O hala burada.
He is unsociable. začněte se učit		O sosyal değildir.
He is very angry. začněte se učit		O çok kızgın.
He is very brave. začněte se učit		O çok cesurdur.
He keeps a diary. začněte se učit		O bir günlük tutar.
He left just now. začněte se učit		Şimdiliğine buradan ayrıldı.
He likes fishing. začněte se učit		O balık tutmayı seviyor.
He likes to hunt. začněte se učit		O avlamayı seviyor.
He looks healthy. začněte se učit		O sağlıklı görünüyor.
He loves animals. začněte se učit		O hayvanları sever.
He made for home. začněte se učit		O, eve doğru yürüdü.
He moves quickly. začněte se učit		O hızla hareket eder.
He must be tired. začněte se učit		O yorgun olmalı.
He must love you. začněte se učit		O seni seviyor olmalı.
He must not live. začněte se učit		O yaşamamalı.
He played tennis. začněte se učit		O tenis oynadı.
He ran into debt. začněte se učit		O, borca girdi.
He shares a room. začněte se učit		O bir odayı paylaşıyor.
He shut the door. začněte se učit		O kapıyı kapattı.
He slept all day. začněte se učit		O bütün gün uyudu.
He slept an hour. začněte se učit		O, bir saat uyudu.
He slept soundly. začněte se učit		O adamakıllı uyudu.
He speaks French. začněte se učit		O Fransızca konuşur.
He threw his toy. začněte se učit		Oyuncağını attı.
He told us a lie. začněte se učit		O bize bir yalan söyledi.
He took his book. začněte se učit		O kitabını aldı.
He used to drink. začněte se učit		O eskiden içerdi.
He was acquitted. začněte se učit		O beraat ettirildi.
He was very poor. začněte se učit		O, çok fakirdi.
He went bankrupt. začněte se učit		O, iflas etti.
He's over thirty. začněte se učit		O otuz yaşın üzerindedir.
Her hair is long. začněte se učit		Onun saçlı uzun.
Here is my album. začněte se učit		İşte benim albümüm.
Here is your bag. začněte se učit		İşte senin çantan.
Here is your dog. začněte se učit		İşte sizin köpeğiniz.
Here is your dog. začněte se učit		İşte senin köpeğin.
Here is your key. začněte se učit		İşte anahtarın.
Here's my wallet. začněte se učit		İşte benim cüzdanım.
How about a beer? začněte se učit		Bir biraya ne dersiniz?
How about a walk? začněte se učit		Bir yürüyüşe ne dersiniz?
How are you, Tom? začněte se učit		Nasılsın, Tom?
How did Amy look? začněte se učit		Amy nasıl görünüyordu?
How embarrassing! začněte se učit		Ne kadar utanç verici!
How long is this? začněte se učit		Bu ne kadar uzunluktadır?
How stupid he is! začněte se učit		Ne kadar aptal!
How tall you are! začněte se učit		Ne kadar uzunsun!
How tall are you? začněte se učit		Ne kadar uzunsun?
How tall are you? začněte se učit		Boyun ne kadar?
How unlucky I am! začněte se učit		Ben ne kadar şanssızım!
How was your day? začněte se učit		Günün nasıl geçti?
How you've grown! začněte se učit		Nasılda büyüdün!
I agree with him. začněte se učit		Onunla aynı fikirdeyim.
I almost drowned. začněte se učit		Neredeyse boğuluyordum.
I also like cake. začněte se učit		Ben de keki severim.
I always eat out. začněte se učit		Ben her zaman dışarıda yerim.
I'm a bit drunk. začněte se učit		Biraz sarhoşum.
I am a professor. začněte se učit		Ben bir profesörüm.
I am an American. začněte se učit		Ben bir Amerikanım.
I am called John. začněte se učit		Ben John'um.
I am cooking now. začněte se učit		Şimdi yemek pişiriyorum.
I am Edgar Degas. začněte se učit		Ben, Edgar Degas.
I am embarrassed. začněte se učit		Ben utanç duyuyorum.
I am not working. začněte se učit		Çalışmıyorum.
I am on duty now. začněte se učit		Şimdi görevdeyim.
I am out of time. začněte se učit		Zamanım yok.
I'm unemployed. začněte se učit		Ben işsizim.
I am pretty sure. začněte se učit		Ben oldukça eminim.
I believe in God. začněte se učit		Ben Tanrı'ya inanıyorum.
I believe in him. začněte se učit		Ona inanıyorum.
I believe in Ken. začněte se učit		Ben Ken'e inanıyorum.
I believe in you. začněte se učit		Ben size inanıyorum.
I bought a watch. začněte se učit		Ben bir saat aldım.
I can't eat meat. začněte se učit		Ben et yiyemem.
I can't find Tim. začněte se učit		Tim'i bulamıyorum.
I can't hear you. začněte se učit		Seni duyamıyorum.
I can't reach it. začněte se učit		Ben ona ulaşamam.
I can't remember. začněte se učit		Ben hatırlayamıyorum.
I can't see well. začněte se učit		İyi göremiyorum.
I can't stand it. začněte se učit		Ona katlanamıyorum.
I can't stand up. začněte se učit		Ayağa kalkamam.
I caught the flu. začněte se učit		Ben gribe yakalandım.
I couldn't sleep. začněte se učit		Uyuyamadım.
I didn't hear it. začněte se učit		Ben onu duymadım.
I didn't like it. začněte se učit		Ondan hoşlanmadım.
I didn't mean it. začněte se učit		Ben onu demek istemedim.
I dislike coffee. začněte se učit		Ben kahve sevmem.
I don't know her. začněte se učit		Onu bilmiyorum.
I don't know yet. začněte se učit		Ben henüz bilmiyorum.
I don't know you. začněte se učit		Seni tanımıyorum.
I don't like her. začněte se učit		Onu sevmiyorum.
I don't mean you. začněte se učit		Sizi kasdetmiyorum.
I don't remember. začněte se učit		Ben hatırlamıyorum.
I don't think so. začněte se učit		Öyle olduğunu sanmıyorum.
I expect to come. začněte se učit		Ben gelmeyi umuyorum.
I feel just fine. začněte se učit		Ben tam iyi hissediyorum.
I feel lethargic. začněte se učit		Ben uyuşuk hissediyorum.
I feel refreshed. začněte se učit		Yenilenmiş hissediyorum.
I feel something. začněte se učit		Ben bir şey hissediyorum.
I feel very cold. začněte se učit		Ben çok üşümüş hissediyorum.
I feel very sick. začněte se učit		Ben çok hasta hissediyorum.
I found your cap. začněte se učit		Ben senin kepini buldum.
I gave up my job. začněte se učit		İşimden vazgeçtim.
I get up at 6:30. začněte se učit		06:30'da kalkarım.
I get up at 7:00. začněte se učit		Saat yedide kalkarım.
I go to the park. začněte se učit		Parka giderim.
I got her a doll. začněte se učit		Ona bir oyuncak aldım.
I got hurt today. začněte se učit		Bugün incindim.
I had a bad cold. začněte se učit		Ben kötü soğuk almışım.
I had a flu shot. začněte se učit		Ben grip aşısı oldum.
I hate chemistry. začněte se učit		Ben kimyadan nefret ederim.
I have a bicycle. začněte se učit		Bir bisikletim var.
I had a huge dog. začněte se učit		Büyük bir köpeğim var.
I have a problem. začněte se učit		Bir sorunum var.
I have few books. začněte se učit		Birkaç kitabım var.
I have hay fever. začněte se učit		Saman nezlem var.
I have heartburn. začněte se učit		Midem ekşidi.
I have no excuse. začněte se učit		Benim hiçbir mazeretim yok.
I have some pens. začněte se učit		Bazı kalemlerim var.
I have sore feet. začněte se učit		Ayaklarım ağrıyor.
I have the video. začněte se učit		Benim bir videom var.
I have to go now. začněte se učit		Şimdi gitmek zorundayım.
I have turned 20. začněte se učit		Ben yirmiyi geçtim.
I have two books. začněte se učit		İki kitabım var.
I hear he is ill. začněte se učit		Ben onun hasta olduğunu duyuyorum.
I hear the phone. začněte se učit		Ben telefonu duyuyorum.
I hit on an idea. začněte se učit		Aklıma bir fikir geldi.
I know only this. začněte se učit		Ben sadece bunu biliyorum.
I know the truth. začněte se učit		Ben gerçeği biliyorum.
I know who he is. začněte se učit		Onun kim olduğunu biliyorum.
I like astrology. začněte se učit		Ben astrolojiyi seviyorum.
I like chocolate. začněte se učit		Çikolatayı severim.
I like fresh air. začněte se učit		Ben temiz havayı severim.
I like her novel. začněte se učit		Onun romanını seviyorum.
I like his music. začněte se učit		Ben onun müziğini seviyorum.
I like languages. začněte se učit		Dilleri severim.
I like languages. začněte se učit		Dilleri seviyorum.
I like math best. začněte se učit		En çok matematiği severim.
I like pop music. začněte se učit		Pop müzikten hoşlanıyorum.
I like red roses. začněte se učit		Ben kırmızı gülleri severim.
I like to travel. začněte se učit		Seyahat etmeyi severim.
I live near here. začněte se učit		Buraya yakın yaşıyorum.
I look up to you. začněte se učit		Sana saygı duyuyorum.
I lost my camera. začněte se učit		Ben kameramı kaybettim.
I lost the watch. začněte se učit		Kol saatini kaybettim.
I love to travel. začněte se učit		Seyahât etmeyi severim.
I made a mistake. začněte se učit		Ben bir hata yaptım.
I made her angry. začněte se učit		Onu kızdırdım.
I made him do so. začněte se učit		Ben ona öyle yaptırdım...
I made it myself. začněte se učit		Onu ben kendim yaptım.
I may be too old. začněte se učit		Çok yaşlı olabilirim.
I might be wrong. začněte se učit		Ben hatalı olabilirim.
I missed the bus. začněte se učit		Otobüsü kaçırdım.
I need some soap. začněte se učit		Biraz sabuna ihtiyacım var.
I never eat meat. začněte se učit		Asla et yemem.
I play in a band. začněte se učit		Ben bir grupta çalıyorum.
I pointed at him. začněte se učit		Ben onu gösterdim.
I sat beside her. začněte se učit		Ben onun yanında oturdum.
I saw him go out. začněte se učit		Onun dışarı çıktığını gördüm.
I see your point. začněte se učit		Ne demek istediğinizi anlıyorum.
I swim every day. začněte se učit		Ben her gün yüzerim.
I talk to myself. začněte se učit		Kendi kendime konuşuyorum.
I understand you. začněte se učit		Seni anlıyorum.
I used to be fat. začněte se učit		Eskiden şişmandım.
I walk every day. začněte se učit		Ben her gün yürürüm.
I want you to go. začněte se učit		Ben gitmeni istiyorum.
I was happy then. začněte se učit		Ben o zaman mutluydum.
I was very tired. začněte se učit		Ben çok yorgundum.
I'll be in touch. začněte se učit		Ben irtibat halinde olacağım.
I'll do anything. začněte se učit		Ben bir şey yapacağım.
I'll eat it here. začněte se učit		Ben onu burada yiyeceğim.
I'll fix a drink. začněte se učit		Bir içki hazırlayacağım.
I'll go to Kyoto. začněte se učit		Kyoto'ya gideceğim.
I'll say no more. začněte se učit		Ben artık söylemiyeceğim.
I'll treasure it. začněte se učit		Ona değer vereceğim.
I'll try my luck. začněte se učit		Ben şansımı deneyeceğim.
I'm a bank clerk. začněte se učit		Ben bir banka memuruyum.
I'm a bit hungry. začněte se učit		Biraz açım.
I'm able to swim. začněte se učit		Ben yüzebilirim.
I'm already late. začněte se učit		Ben zaten geciktim.
I'm best at math. začněte se učit		Matematikte en iyiyim.
I'm checking out. začněte se učit		Ben çıkış yapıyorum.
I'm cold and wet. začněte se učit		Ben üşüdüm ve ıslağım.
I'm free tonight. začněte se učit		Bu gece boşum.
I'm from Sapporo. začněte se učit		Ben Sapporo'luyum.
I'm going to bed! začněte se učit		Yatmaya gidiyorum.
I'm good at math. začněte se učit		Ben matematikte iyiyim.
I'm killing time. začněte se učit		Zaman geçiriyorum.
I'm not busy now. začněte se učit		Ben şimdi meşgul değilim.
I'm off duty now. začněte se učit		Şimdi izinliyim.
I'm proud of you. začněte se učit		Seninle gurur duyuyorum.
I am truly sorry. začněte se učit		Gerçekten üzgünüm.
I'm really tired. začněte se učit		Ben gerçekten yorgunum.
I'm still single. začněte se učit		Hala bekarım.
I'm still single. začněte se učit		Ben hala bekarım.
I'm Susan Greene. začněte se učit		Ben Susan Greene.
I'm very thirsty. začněte se učit		Ben çok susadım.
Is everything OK? začněte se učit		Herşey yolunda mı?
Is he still here? začněte se učit		O hala burada mı?
Is it really bad? začněte se učit		Gerçekten kötü mü?
Is she nice? začněte se učit		O iyi mi?
Is the bank open? začněte se učit		Banka açık mı?
Is this 223-1374? začněte se učit		Orası 223-1374 mi?
Is this your pen? začněte se učit		Bu senin kalemin mi?
Is your dog mean? začněte se učit		Köpeğiniz huysuz mudur?
It began to snow. začněte se učit		Kar yağışı başladı.
It can't be true. začněte se učit		O doğru olmayabilir.
It is cloudy now. začněte se učit		Hava şimdi bulutlu.
It is in the way. začněte se učit		O ayak altındadır.
It may rain soon. začněte se učit		Çok geçmeden yağmur yağabilir.
It was freezing! začněte se učit		Hava çok soğuktu.
It'll snow today. začněte se učit		Bugün kar yağacak.
It's a clear day. začněte se učit		Bu açık bir gün.
It's a good deal. začněte se učit		Bu gerçek bir pazarlık.
It's a rainy day. začněte se učit		Yağmurlu bir gün.
It's a sunflower. začněte se učit		Bu bir ayçiçeği.
It's a sunflower. začněte se učit		O bir ayçiçeği.
It's a sunny day. začněte se učit		Güneşli bir gün.
It's a windy day. začněte se učit		Rüzgarlı bir gün.
It's almost over. začněte se učit		Neredeyse bitti.
It's almost time. začněte se učit		Neredeyse zamanı.
It's April first. začněte se učit		Bugün bir Nisan.
It's frozen hard. začněte se učit		Bu sıkı dondurulmuş.
It's interesting. začněte se učit		Bu ilginç.
It's just a cold. začněte se učit		Bu sadece bir soğuk algınlığı.
It's now my turn. začněte se učit		Şimdi benim sıram.
It's on the sofa. začněte se učit		O kanepenin üzerinde.
It's pretty cold. začněte se učit		Hava oldukça soğuk.
It's pretty good. začněte se učit		Oldukça iyi.
It's probably OK. začněte se učit		Muhtemelen tamam.
It's really good. začněte se učit		Bu gerçekten iyi.
It's so exciting. začněte se učit		Çok heyecan verici.
It's time to eat. začněte se učit		Yemek zamanı.
It's worth a try. začněte se učit		Denemeye değer.
Jane looks happy. začněte se učit		Jane mutlu görünüyor.
John likes chess. začněte se učit		John satranç sever.
Kate keeps a dog. začněte se učit		Kate bir köpek besliyor.
Keep the dog out. začněte se učit		Köpeği dışarda tutun.
Keep to the left. začněte se učit		Soldan git.
Ken has a guitar. začněte se učit		Ken'in bir gitarı var.
Let go of my arm. začněte se učit		Kolumu bırak.
Let me repair it. začněte se učit		Onu tamir edeyim.
Let them come in. začněte se učit		Onlar içeri gelsinler.
Let's cross here. začněte se učit		Buradan geçelim.
Let's fly a kite. začněte se učit		Bir uçurtma uçuralım.
Let's go dancing. začněte se učit		Dans etmeye gidelim.
Let's keep quiet. začněte se učit		Sessiz olalım.
Let's play cards. začněte se učit		Kart oynayalım.
Let's play catch. začněte se učit		Yakalamaç oynayalım.
Let's take a bus. začněte se učit		Haydi otobüs çağıralım.
Listen carefully. začněte se učit		Dikkatlice dinle.
Lucy is American. začněte se učit		Lucy, Amerikalıdır.
Mail this letter. začněte se učit		Bu mektubu postala.
May I open a can? začněte se učit		Ben bir kutu açabilir miyim?
May I smoke here? začněte se učit		Burada sigara içebilir miyim?
My album is here. začněte se učit		Benim albümüm burada.
My car is German. začněte se učit		Arabam Alman'dır.
My eyes are blue. začněte se učit		Benim gözlerim mavi.
My eyes are blue. začněte se učit		Gözlerim mavidir.
My eyes smart. začněte se učit		Gözlerim acıyor.
My father is out. začněte se učit		Babam dışarıda.
My father smokes. začněte se učit		Babam sigara içer.
My feet are cold. začněte se učit		Ayaklarım üşüyor.
My mother is out. začněte se učit		Annem dışarıda.
My mouth was dry. začněte se učit		Ağzım kuruydu.
My nose itches. začněte se učit		Burnum kaşınıyor.
My pulse is fast. začněte se učit		Benim nabzım hızlı.
My pulse is slow. začněte se učit		Benim nabzım yavaş.
My stomach hurts. začněte se učit		Midem acıyor.
My throat is dry. začněte se učit		Boğazım kuru.
No need to worry. začněte se učit		Endişelenmenize gerek yok.
No one helped me. začněte se učit		Hiç kimse bana yardım etmedi.
No one likes war. začněte se učit		Kimse savaşı sevmez.
No one thinks so. začněte se učit		Hiç kimse öyle düşünmüyor.
No pain, no gain. začněte se učit		Emek yoksa yemek te yok.
No pain, no gain. začněte se učit		Zahmet yoksa kazanç ta yok.
Nobody knows why. začněte se učit		Hiç kimse sebebini bilmiyor.

Turkish sentences from Tatoeba 2

Chcete-li přidat komentář, musíte se přihlásit.

více