→ Turkish Sentences From Tatoeba 4 → Začněte se učit / Stáhněte si MP3 karty

otázka		odpověď
Tom was horrified. začněte se učit		Tom dehşete düştü.
Tom was impressed. začněte se učit		Tom etkilendi.
Tom was in a coma. začněte se učit		Tom komadaydı.
Tom was abducted. začněte se učit		Tom kaçırıldı.
Tom went downtown. začněte se učit		Tom şehir merkezine gitti.
Tom would say yes. začněte se učit		Tom evet derdi.
Tom wouldn't know. začněte se učit		Tom bilmezdi.
Tom wouldn't mind. začněte se učit		Tom umursamazdı.
Tom's face is red. začněte se učit		Tom'un yüzü kırmızı.
Tony can run fast. začněte se učit		Tony hızlı koşabilir.
Try and calm down. začněte se učit		Dene ve sus.
Try it once again. začněte se učit		Bir kere tekrar dene.
Try on that shirt. začněte se učit		O gömleği deneyin.
Turn on the radio. začněte se učit		Radyoyu aç.
Turn to the right. začněte se učit		Sağa dönün.
Two beers, please. začněte se učit		İki bira lütfen.
Two weeks went by. začněte se učit		İki hafta geçti.
We are not amused. začněte se učit		Biz eğlenmedik.
We believe in God. začněte se učit		Biz Allah'a inanıyoruz.
We go there often. začněte se učit		Biz sık sık oraya gideriz.
We got dead drunk. začněte se učit		Zilzurna sarhoş olduk.
We got into a car. začněte se učit		Arabaya bindik.
We got up at dawn. začněte se učit		Biz şafak vakti kalktık.
We have good news. začněte se učit		İyi haberimiz var.
We hope for peace. začněte se učit		Biz barış için ümit ediyoruz.
We long for peace. začněte se učit		Biz barış için can atıyoruz.
We long for peace. začněte se učit		Barış burnumuzda tütüyor.
We looked for her. začněte se učit		Biz onu aradık.
We must keep calm. začněte se učit		Biz sakin olmalıyız.
We must work hard. začněte se učit		Biz çok çalışmalıyız.
We need fresh air. začněte se učit		Bizim temiz havaya ihtiyacımız var.
We need your help. začněte se učit		Bizim sizin yardımınıza ihtiyacımız var.
We play on Sunday. začněte se učit		Biz Pazar günü oynarız.
We rented a canoe. začněte se učit		Biz bir kano kiraladık.
We rode on a boat. začněte se učit		Biz bir tekneye bindi.
We speak Japanese. začněte se učit		Biz Japonca konuşuruz.
We were all tired. začněte se učit		Hepimiz yorgunduk.
We're in the well. začněte se učit		Biz iyi konumdayız.
We're old friends. začněte se učit		Biz eski arkadaşız.
Wear warm clothes. začněte se učit		Sıcak giysiler giyin.
What a day! začněte se učit		Ne güzel bir gün!
What a lovely day! začněte se učit		Ne hoş bir gün.
What animal is it? začněte se učit		O, hangi hayvandır?
What are they for? začněte se učit		Onlar ne için?
What did you do? začněte se učit		Ne yaptın?
What does it mean? začněte se učit		Bu ne anlama geliyor?
What does Tony do? začněte se učit		Tony ne iş yapar?
What is happening? začněte se učit		Ne oluyor?
What is the price? začněte se učit		Fiyatı nedir?
What's the story? začněte se učit		Hikaye nedir?
What should I eat? začněte se učit		Ne yemeliyim?
What should I say? začněte se učit		Ne demeliyim?
What should I see? začněte se učit		Ne görmeliyim?
What was he up to? začněte se učit		O ne yapıyordu?
What would happen? začněte se učit		Ne olurdu?
What's eating you? začněte se učit		Seni ne yiyor?
What's in the box? začněte se učit		Kutuda ne var?
What's that sound? začněte se učit		O ses nedir?
What's wrong? začněte se učit		Sorun nedir?
What's the number? začněte se učit		Sayı nedir?
What's your hobby? začněte se učit		Senin hobin nedir?
What's your major? začněte se učit		Esas branşın nedir?
What's your score? začněte se učit		Puanın nedir?
When are you busy? začněte se učit		Ne zaman meşgulsün?
When is the party? začněte se učit		Parti ne zaman?
When was it built? začněte se učit		Ne zaman inşa edildi?
When was she born? začněte se učit		O ne zaman doğdu?
Where do you work? začněte se učit		Nerede çalışıyorsun?
Where's my watch? začněte se učit		Saatim nerede?
Where is Room 105? začněte se učit		Oda 105 nerede?
Where's the bank? začněte se učit		Banka nerede?
Where is the book? začněte se učit		Kitap nerede?
Where is the pain? začněte se učit		Ağrı nerede?
Where is your cap? začněte se učit		Kepin nerede?
Where was he born? začněte se učit		O nerede doğdu?
Where will we eat? začněte se učit		Nereye yemek yiyeceğiz.
Which car is ours? začněte se učit		Hangi araba bizim?
Which is your bag? začněte se učit		Hangisi senin çantan?
Which is your pen? začněte se učit		Hangisi senin kalemin?
Which tooth hurts? začněte se učit		Hangi dişin acıyor?
Which tooth hurts? začněte se učit		Hangi diş acıyor?
Who broke the cup? začněte se učit		Bardağı kim kırdı?
Who likes Sachiko? začněte se učit		Kim Sachiko'yu seviyor?
Who likes Sachiko? začněte se učit		Sachiko'yu kim seviyor?
Who made the doll? začněte se učit		Bebeği kim yaptı?
Who made this box? začněte se učit		Bu kutuyu kim yaptı?
Who made this pie? začněte se učit		Bu turtayı kim yaptı?
Who runs the show? začněte se učit		Gösteriyi kim yönetiyor?
Whose bag is this? začněte se učit		Bu kimin çantası?
Whose car is that? začněte se učit		Bu kimin arabası?
Whose fault is it? začněte se učit		Bu kimin hatası?
Whose idea was it? začněte se učit		O kimin fikriydi?
Why are you alone? začněte se učit		Niçin yalnızsın?
Why were you late? začněte se učit		Neden geç kaldın?
Why are you late? začněte se učit		Niçin geç kaldın?
Will you marry me? začněte se učit		Benimle evlenir misin?
Will you meet her? začněte se učit		Onunla buluşacak mısın?
Yesterday was hot. začněte se učit		Dün sıcaktı.
You are a bad boy. začněte se učit		Sen kötü bir çocuksun.
You are a teacher. začněte se učit		Sen bir öğretmensin.
You're pretty. začněte se učit		Sen güzelsin.
You are in my way. začněte se učit		Sen benim yolumdasın.
You can't miss it. začněte se učit		Mutlaka görürsün.
You look European. začněte se učit		Avrupalı görünüyorsun.
You look Japanese. začněte se učit		Japonyalı görünüyorsun.
You made an error. začněte se učit		Bir hata yaptın.
You make me happy. začněte se učit		Sen beni mutlu ediyorsun.
You may catch him. začněte se učit		Onu yakalayabilirsin.
You may park here. začněte se učit		Burada park edebilirsiniz.
You have to hurry. začněte se učit		Acele etmelisin.
You need to rest. začněte se učit		Dinlenmelisin.
You run very fast. začněte se učit		Çok hızlı koşarsın.
You talk too much. začněte se učit		Çok fazla konuşuyorsun.
You work too hard. začněte se učit		Siz çok çalışıyorsunuz.
You're a bookworm. začněte se učit		Sen bir kitap kurdusun.
A child needs love. začněte se učit		Bir çocuğun sevgiye ihtiyacı vardır.
A man overtook her. začněte se učit		Bir adam onu ele geçirdi.
Abbott killed Mary. začněte se učit		Abbott Mary'yi öldürdü.
All men want money. začněte se učit		Bütün insanlar para isterler.
All of us like her. začněte se učit		Hepimiz onu severiz.
All of us stood up. začněte se učit		Hepimiz ayağa kalktık.
Another day passed. začněte se učit		Bir gün daha geçti.
Anyone can do that. začněte se učit		Herhangi biri onu yapabilir.
Are meals included? začněte se učit		Yemekler dahil mi?
Are you busy today? začněte se učit		Bugün meşgul müsünüz?
Are you feeling OK? začněte se učit		İyi hissediyor musunuz?
Are you from Kyoto? začněte se učit		Kyoto'lu musunuz?
Are you going, too? začněte se učit		Sen de gidiyor musun?
Are you hungry now? začněte se učit		Şimdi aç mısınız?
Are you in hurry? začněte se učit		Aceleniz var mı?
Aren't you thirsty? začněte se učit		Susamadın mı?
Art is my lifework. začněte se učit		Sanat benim mesleğimdir.
Bob was very happy. začněte se učit		Bob çok mutlu idi.
Bob was very happy. začněte se učit		Bob çok mutluydu.
Breakfast is ready. začněte se učit		Kahvaltı hazır.
Call off your dogs. začněte se učit		Köpeklerini durdur.
Can he do this job? začněte se učit		O bu işi yapabilir mi?
Can I call you Bob? začněte se učit		Ben size Bob diyebilir miyim?
Can I get a pillow? začněte se učit		Bir yastık alabilir miyim?
Can I see that one? začněte se učit		Ben onu görebilir miyim?
Can I see this one? začněte se učit		Ben bunu görebilir miyim?
Can I use your pen? začněte se učit		Ben senin kalemini kullanabilir miyim?
Can you go with us? začněte se učit		Bizimle birlikte gidebilir misin?
Can you pick it up? začněte se učit		Onu alabilir misin?
Come along with us. začněte se učit		Bizimle birlikte gel.
Come into the room. začněte se učit		Odaya gel.
Come on, try again. začněte se učit		Hadi, tekrar deneyin.
Did they live here? začněte se učit		Onlar burada yaşadılar mı?
Did Tom seem upset? začněte se učit		Tom üzgün görünüyor muydu?
Did you invite him? začněte se učit		Onu davet ettin mi?
Didn't he go there? začněte se učit		Oraya gitmedin mi?
Do as he tells you. začněte se učit		Onun söylediğini yap.
Do as you're told. začněte se učit		Sana söylenildiği gibi yap.
Do I have to study? začněte se učit		Çalışmak zorunda mıyım?
Do it by all means. začněte se učit		Her ne şekilde olursa olsun onu yap.
Do you have a plan? začněte se učit		Bir planın var mı?
Do you know kabuki? začněte se učit		Kabukiyi biliyor musunuz?
Do you like apples? začněte se učit		Elma sever misiniz?
Do you like movies? začněte se učit		Filmleri sever misiniz?
Do you like sports? začněte se učit		Spor sever misiniz?
Do you like summer? začněte se učit		Yazı sever misin?
Do you need a lift? začněte se učit		Bir asansöre ihtiyacın var mı?
Do you need a ride? začněte se učit		Arabayla gezmeye ihtiyacınız var mı?
Do you play soccer? začněte se učit		Futbol oynar mısın?
Do you play tennis? začněte se učit		Tenis oynar mısın?
Do you remember me? začněte se učit		Beni hatırlıyor musun?
Do you remember me? začněte se učit		Beni hatırladın mı?
Do you want a ride? začněte se učit		Bir gezinti ister misin?
Does he have a dog? začněte se učit		Onun bir köpeği var mı?
Does it hurt a lot? začněte se učit		Bu çok can acıtır mı?
Does it taste okay? začněte se učit		Tadı nasıl?
Does Tom like Mary? začněte se učit		Tom Mary'den hoşlanıyor mu?
Don't be so greedy. začněte se učit		O kadar açgözlü olmayın.
Don't eat too much. začněte se učit		Çok fazla yemek yemeyin.
Don't feed the dog. začněte se učit		Köpek beslemeyin.
Don't get me wrong. začněte se učit		Beni yanlış anlamayın.
Don't give me that. začněte se učit		Bana onu vermeyin.
Don't kid yourself. začněte se učit		Kendinizi kandırmayın.
Don't kid yourself. začněte se učit		Kendinizi aptal yerine koymayın.
Don't laugh at him. začněte se učit		Ona gülme.
Don't laugh at him. začněte se učit		Onunla alay etme.
Don't make noise. začněte se učit		Gürültü yapmayın.
Don't miss the bus. začněte se učit		Otobüsü kaçırma.
Don't move, please. začněte se učit		Hareket etmeyin, lütfen.
Don't quit English. začněte se učit		İngilizceden vazgeçmeyin.
Don't take chances. začněte se učit		Şansa bırakmayın.
Don't talk so loud. začněte se učit		Yüksek sesle konuşma.
Don't tantalize me. začněte se učit		Bana boşuna ümit verme.
Don't throw stones. začněte se učit		Taşları atmayın.
Don't walk so fast. začněte se učit		Çok hızlı yürüme.
Don't write in ink. začněte se učit		Mürekkeple yazmayın.
Don't you think so? začněte se učit		Öyle düşünmüyor musun?
Drink up your milk. začněte se učit		Sütünün hepsini bitir.
Easy come, easy go. začněte se učit		Haydan gelen huya gider.
Emi is a good girl. začněte se učit		Emi iyi bir kız.
Endorse this check. začněte se učit		Bu çekin arkasını yaz.
Everyone loves Mac. začněte se učit		Herkes Mac sever.
Everyone thinks so. začněte se učit		Herkes öyle düşünüyor.
Everyone was happy. začněte se učit		Herkes mutluydu.
Everything is fine. začněte se učit		Her şey güzel.
Everything's done. začněte se učit		Her şey bitti.
Father is away now. začněte se učit		Baban şimdi uzakta.
Fill in the blanks. začněte se učit		Boşlukları doldurun.
Fill it up, please. začněte se učit		Doldurun, lütfen.
Follow his example. začněte se učit		Onun örneğini izleyin.
For here, or to go? začněte se učit		Burası için mi, yoksa götürmek için mi?
Fred kicked a ball. začněte se učit		Fred bir topa tekme attı.
Get me out of here. začněte se učit		Beni buradan çıkarın.
Get me up at eight. začněte se učit		Beni sekizde uyandırın.
Give me half of it. začněte se učit		Bana onun yarısını verin.
Give me your money. začněte se učit		Bana paranı ver.
Go and wake her up. začněte se učit		Git ve onu uyandır.
Go play in traffic. začněte se učit		Git trafikte oyna.
Good morning, Mike. začněte se učit		Günaydın, Mike.
Grace looked angry. začněte se učit		Grace kızgın görünüyordu.
Hand me the wrench. začněte se učit		Bana anahtarı uzat.
Has he arrived yet? začněte se učit		O, henüz geldimi?
Enjoy your flight. začněte se učit		İyi uçuşlar.
Have we met before? začněte se učit		Daha önce tanıştık mı?
He acted foolishly. začněte se učit		O aptalca davrandı.
He appeared hungry. začněte se učit		O aç görünüyordu.
He arrived in time. začněte se učit		O zamanında geldi.
He asked after you. začněte se učit		O senin halini hatırını sordu.
He asked for money. začněte se učit		O para istedi.
He became a sailor. začněte se učit		O bir denizci oldu.
He breathed deeply. začněte se učit		Derin derin soludu.
He asked for help. začněte se učit		O yardım istedi.
He called me a cab. začněte se učit		O, bana bir taksi çağırdı.
He came downstairs. začněte se učit		O aşağıya geldi.
He came here again. začněte se učit		O tekrar buraya geldi.
He can drive a car. začněte se učit		O, araba sürebilir.
He can swim a mile. začněte se učit		O bir mil yüzebilir.
He can't buy a car. začněte se učit		O bir araba satın alamaz.
He can't stay long. začněte se učit		O uzun süre kalamaz.
He changed his job. začněte se učit		O işini değiştirdi.
He closed his eyes. začněte se učit		Gözlerini kapadı.
He crushed the box. začněte se učit		O kutuyu ezdi.
He decided on that. začněte se učit		O onunla ilgili karar verdi.
He did a cartwheel. začněte se učit		O bir at arabası tekerleği yaptı.
He didn't go there. začněte se učit		Oraya gitmedi.
He doesn't know me. začněte se učit		O beni bilmiyor.
He doesn't like us. začněte se učit		O bizi sevmez.
He drinks too much. začněte se učit		O çok içer.
He drove to school. začněte se učit		O, okula sürdü.
He enjoyed cycling. začněte se učit		O, bisiklete binmenin keyfini çıkardı.
He entered my room. začněte se učit		O benim odama girdi.
He failed the exam. začněte se učit		O, sınavda başarısız oldu.
He forced me to go. začněte se učit		Ben gitmek zorundaydım.
He found me a taxi. začněte se učit		O bana bir taksi buldu.
He gave me a watch. začněte se učit		Bana bir saat verdi.
He got home at six. začněte se učit		Altı eve vardı.
He got off the bus. začněte se učit		O, otobüsten indi.
He got out his pen. začněte se učit		O, kalemini çıkardı.
He has a bad heart. začněte se učit		Onun kötü bir kalbi var.
He has a big mouth. začněte se učit		Onun büyük bir ağzı var.
He has a long nose. začněte se učit		Onun uzun bir burnu vardır.
He has another son. začněte se učit		Onun başka bir erkek çocuğu var.
He has few friends. začněte se učit		Onun birkaç arkadaş var.
He has his own car. začněte se učit		Onun kendi arabası var.
He has no children. začněte se učit		Onun çocuğu yok.
He hasn't come yet. začněte se učit		O henüz gelmedi.
He heard the noise. začněte se učit		O gürültüyü duydu.
He held his breath. začněte se učit		O, nefesini tuttu.
He is a bad driver. začněte se učit		O kötü bir sürücü.
He is a bank clerk. začněte se učit		O bir banka memurudur.
He is a bus driver. začněte se učit		O bir otobüs şoförü.
He's a smart boy. začněte se učit		O zeki bir çocuk.
He is about my age. začněte se učit		O yaklaşık benim yaşımda.
He is about thirty. začněte se učit		O yaklaşık otuzdur.
He is already here. začněte se učit		O burada zaten.
He is always happy. začněte se učit		O her zaman mutludur.
He is good at golf. začněte se učit		O golfte iyidir.
He is having lunch. začněte se učit		O öğle yemeği yiyor.
He is my classmate. začněte se učit		O benim sınıf arkadaşım.
He is not a doctor. začněte se učit		O bir doktor değil.
He is not Japanese. začněte se učit		O, Japon değildir.
He is on the radio. začněte se učit		O radyoda.
He is playing golf. začněte se učit		Golf oynuyor.
He is playing here. začněte se učit		O burada oynuyor.
He is sure to come. začněte se učit		Onun geleceği kesindir.
He is thick-headed. začněte se učit		O kalın kafalı.
He is very careful. začněte se učit		O çok dikkatli.
He isn't my cousin. začněte se učit		O, benim kuzenim değil.
He kept his hat on. začněte se učit		O şapkasını takmayı sürdürdü.
He kept me waiting. začněte se učit		O beni bekletti.
He kept quite calm. začněte se učit		O çok sakin kaldı.
He kicked the ball. začněte se učit		O, topa tekme attı.
He killed that man. začněte se učit		O, o adamı öldürdü.
He lacks judgement. začněte se učit		O sağduyudan yoksundur.
He learned to swim. začněte se učit		O yüzmeyi öğrendi.
He lied to my face. začněte se učit		O benim yüzüme yalan söyledi.
He likes adventure. začněte se učit		O macera sever.
He lives near here. začněte se učit		Buraya yakın yaşıyor.
He lost his memory. začněte se učit		O hafızasını kaybetti.
He loves traveling. začněte se učit		O seyahati sever.
He loves traveling. začněte se učit		O, seyahat yapmayı sever.
He made an apology. začněte se učit		O bir özür diledi.
He may be a genius. začněte se učit		O bir dahi olabilir.
He opened the door. začněte se učit		O, kapıyı açtı.
He plays very well. začněte se učit		O çok iyi oynuyor.
He pulled the rope. začněte se učit		O ipi çekti.
He remained dumb. začněte se učit		O sessiz kaldı.
He sat next to her. začněte se učit		O, onun yanına oturdu.
He skipped a grade. začněte se učit		O bir sınıf atladı.
He stole her watch. začněte se učit		O onun saatini çaldı
He stood behind me. začněte se učit		O benim arkamda durdu.
He stood up slowly. začněte se učit		Yavaşça ayağa kalktı.
He stopped smoking. začněte se učit		Sigarayı bıraktı.
He stopped talking. začněte se učit		O konuşmayı kesti.
He stopped the car. začněte se učit		O arabayı durdurdu.
He studies Chinese. začněte se učit		O Çince eğitimi görüyor.
He teaches English. začněte se učit		O, İngilizce öğretir.
He took a week off. začněte se učit		O bir hafta izin aldı.
He waited his turn. začněte se učit		O sırasını bekledi.
He walks to school. začněte se učit		O okula yürür.
He wants the money. začněte se učit		O para istiyor.
He was embarrassed. začněte se učit		O utandı.
He was fast asleep. začněte se učit		O derin uykuda.
He was heartbroken. začněte se učit		Onun kalbi kırıktı.
He went by bicycle. začněte se učit		O, bisikletle gitti.
He works at a bank. začněte se učit		O bir bankada çalışıyor.
He works in a bank. začněte se učit		O bir bankada çalışır.
He'll be here soon. začněte se učit		O yakında burada olacak.
He's a fast walker. začněte se učit		O hızlı bir yürüyücüdür.
He's a good person. začněte se učit		O iyi bir kişidir.
He's a good person. začněte se učit		O iyi bir insan.
He's a kind person. začněte se učit		O nazik bir insandır.
He's already a man. začněte se učit		Zaten bir adam.
He's good at cards. začněte se učit		O kartlarda iyidir.
He's not all there. začněte se učit		O akıllı değil.
He's not one of us. začněte se učit		O bizden biri değil.
Hello, how are you? začněte se učit		Merhaba, nasılsın?
Her dress was torn. začněte se učit		Elbisesinin yırtıktı.
Her grammar is bad. začněte se učit		Onun dilbilgisi kötü.
Her hair grew back. začněte se učit		Saçı geri büyüdü.
Her skin is smooth. začněte se učit		Onun teni pürüzsüz
Here are your keys. začněte se učit		İşte anahtarların.
Here comes the bus. začněte se učit		İşte otobüs geliyor!
Here is my bicycle. začněte se učit		İşte benim bisikletim.
Here's the address. začněte se učit		İşte adres.
His joke was great. začněte se učit		Onun fıkrası muhteşemdi.
His knees gave way. začněte se učit		Dizleri dayanamadı.
His name eludes me. začněte se učit		Ben onun adını hatırlayamıyorum.
His wife is French. začněte se učit		Onun karısı Fransızdır.
Horses are animals. začněte se učit		Atlar hayvandır.
How about tomorrow? začněte se učit		Yarına sana uyar mı?
How is the weather? začněte se učit		Hava nasıl?
How was your night? začněte se učit		Gecen nasıl geçti?
I admit my mistake. začněte se učit		Ben, benim hatamı kabul ediyorum.
I agree completely. začněte se učit		Ben tamamen katılıyorum.
I almost forgot it. začněte se učit		Ben neredeyse unutuyordum.
I'm a new student. začněte se učit		Ben yeni bir öğrenciyim.
I am an only child. začněte se učit		Ben bir tek çocuğum.
I am from Shizuoka. začněte se učit		Ben Shizuoka'lıyım.
I am just a nobody. začněte se učit		Ben bir hiçim.
I am six feet tall. začněte se učit		Ben altı fit boyundayım.
I answered for him. začněte se učit		Ona kefil oldum.
I asked who he was. začněte se učit		Ben onun kim olduğunu sordum.
I beat him at golf. začněte se učit		Ben onu golfte yendim.
I bought a new bag. začněte se učit		Ben yeni bir çanta satın aldım.
I bought a new car. začněte se učit		Ben yeni bir araba aldım.
I bought a Picasso. začněte se učit		Ben bir Picasso satın aldım.
I bought a red tie. začněte se učit		Ben kırmızı bir kravat aldım.
I bought him a tie. začněte se učit		Ona bir kravat aldım.
I burned my finger. začněte se učit		Ben parmağımı yaktım.
I can hear nothing. začněte se učit		Bir şey duyamıyorum.
I can ride a horse. začněte se učit		Ben bir ata binebilirim.
I can speak French. začněte se učit		Fransızca konuşabilirim.
I can wait for you. začněte se učit		Seni bekleyebilirim.
I can't follow you. začněte se učit		Seni izleyemiyorum.
I can't forget her. začněte se učit		Onu unutamam.
I can't lie to you. začněte se učit		Sana yalan söyleyemem.
I can't sleep well. začněte se učit		İyi uyuyamıyorum.
I clapped my hands. začněte se učit		Ben alkışladım.
I come from Brazil. začněte se učit		Ben Brezilya'lıyım.
I confessed my sin. začněte se učit		Ben günahımı itiraf ettim.
I coughed up blood. začněte se učit		Ben kan öksürdüm.
I could have cried. začněte se učit		Ağlayabilirdim.
I didn't know that. začněte se učit		Onu bilmiyordum.
I didn't mean that. začněte se učit		Öyle demek istemedim.
I didn't notice it. začněte se učit		Ben bunu fark etmedim.
I don't have a box. začněte se učit		Benim bir kutum yok.
I don't have a car. začněte se učit		Bir arabam yoktur.
I don't have a cat. začněte se učit		Benim bir kedim yok.
I don't like Alice. začněte se učit		Alice'i sevmiyorum.
I don't like sushi. začněte se učit		Ben suşi sevmiyorum.
I don't quite know. začněte se učit		Ben tamamen bilmiyorum.
I don't want lunch. začněte se učit		Ben öğle yemeği istemiyorum.
I enjoyed swimming. začněte se učit		Ben yüzmenin tadını çıkardım.
I expect your help. začněte se učit		Ben senin yardımını bekliyorum.
I failed the tests. začněte se učit		Ben testlerde başarısız oldum.
I feel like a rest. začněte se učit		Canım dinlenmek istiyor.
I feel like crying. začněte se učit		Canım ağlamak istiyor.
I feel very chilly. začněte se učit		Ben çok serin hissediyorum.
I felt ill at ease. začněte se učit		Ben huzursuz oldum.
I felt like crying. začněte se učit		Canım ağlamak istedi.
I felt like crying. začněte se učit		İçimden ağlamak geldi.
I felt like crying. začněte se učit		Ağlıyacak gibi hissettim.
I found a nice cup. začněte se učit		Ben güzel bir fincan buldum.
I gave Mary a book. začněte se učit		Mary'ye bir kitap verdim.
I got a new camera. začněte se učit		Benim yeni bir fotoğraf makinem var.
I got my shoes wet. začněte se učit		Benim ayakkabılarımı ıslattım.
I got on the train. začněte se učit		Ben trene bindim.
I got up about six. začněte se učit		Ben yaklaşık altıda kalktım.
I had a good sleep. začněte se učit		Ben iyi bir uyku uyudum.
I had a great time. začněte se učit		Çok eğlendim.
I had to walk home. začněte se učit		Eve yürümek zorunda kaldım.
I have a dry cough. začněte se učit		Benim kuru bir öksürüğüm var.
I have a few books. začněte se učit		Benim birkaç kitabım var.
I have a pain here. začněte se učit		Benim burada bir ağrım var.
I have few friends. začněte se učit		Az sayıda arkadaşım var.
I have few friends. začněte se učit		Birkaç arkadaşım var.
I have lost my cap. začněte se učit		Benim kepimi kaybettim.
I have lost my key. začněte se učit		Benim anahtarımı kaybettim.
I have my passport. začněte se učit		Benim pasaportum var.
I have no appetite. začněte se učit		Hiç iştahım yok.
I have no patience. začněte se učit		Benim sabrım yok.
I have a brother. začněte se učit		Bir erkek kardeşim var.
I have to dress up. začněte se učit		Giyinmek zorundayım.
I have to eat, too. začněte se učit		Ben de yemek zorundayım.
I have to paint it. začněte se učit		Onu boyamak zorundayım.
I have two cameras. začněte se učit		İki kameram var.
I heard him go out. začněte se učit		Onun dışarı çıktığını duydum.
I jog twice a week. začněte se učit		Ben haftada iki kez koşarım.
I just arrived now. začněte se učit		Ben sadece şimdi geldim.
I know all of them. začněte se učit		Onların hepsini tanıyorum.
I know her address. začněte se učit		Onu adresini biliyorum.
I know her by name. začněte se učit		Ben ona adıyla biliyorum.
I know him by name. začněte se učit		Ben onu ismen tanıyorum.
I know his address. začněte se učit		Onun adresini biliyorum.
I know how to swim. začněte se učit		Ben yüzmeyi biliyorum.
I know it by heart. začněte se učit		Çok iyi biliyorum.
I know those girls. začněte se učit		Şu kızları tanıyorum.
I know those women. začněte se učit		Ben bu kadınları tanıyorum.
I know your father. začněte se učit		Ben senin babanı biliyorum.
I know your father. začněte se učit		Senin babanı biliyorum.
I lay awake in bed. začněte se učit		Ben yatakta uyanık yatıyorum.
I left it unlocked. začněte se učit		Ben onu kilitlemeden bıraktım.
I like all of them. začněte se učit		Ben onların hepsini seviyorum.
I like apples best. začněte se učit		Ben ençok elmaları severim.
I like autumn best. začněte se učit		Ben en çok sonbaharı severim.
I like being alone. začněte se učit		Tek başıma olmayı seviyorum.
I like disco music. začněte se učit		Ben disko müziği severim.
I like L.A. better. začněte se učit		Ben L.A.'yı daha çok seviyorum.
I like short poems. začněte se učit		Kısa şiirleri severim.
I like soccer best. začněte se učit		En çok futbolu severim.
I like to watch TV. začněte se učit		Televizyon izlemeyi severim.
I live in Kakogawa. začněte se učit		Kakogawa'da yaşıyorum.
I looked around me. začněte se učit		Etrafıma bakındım.
I lost my umbrella. začněte se učit		Benim şemsiyemi kaybettim.
I love comic books. začněte se učit		Çizgi romanları seviyorum.
I love video games. začněte se učit		Ben video oyunlarını seviyorum.
I made her a dress. začněte se učit		Ona bir elbise yaptım.
I made up with her. začněte se učit		Onunla barıştım.
I may die tomorrow. začněte se učit		Yarın ölebilirim.
I mean you no harm. začněte se učit		Sana zarar vermek niyetinde değilim.
I met an old woman. začněte se učit		Yaşlı bir kadınla tanıştım.
I miss her so much. začněte se učit		Onu çok özlüyorum.
I miss you badly. začněte se učit		Seni çok özlüyorum.
I moved last month. začněte se učit		Ben geçen ay taşındım.
I need an envelope. začněte se učit		Bir zarfa ihtiyacım var.
I need your advice. začněte se učit		Tavsiyene ihtiyacım var.
I never touch beer. začněte se učit		Bira asla biraya dokunmam.
I oiled my bicycle. začněte se učit		Ben bisikletimi yağladım.
I pawned my camera. začněte se učit		Kameramı rehin bıraktım.
I plan to go there. začněte se učit		Ben oraya gitmeyi planlıyorum.
I play video games. začněte se učit		Ben video oyunları oynarım.
I pocketed my keys. začněte se učit		Ben anahtarlarımı cebime attım.
I ran to my mother. začněte se učit		Ben annemin yanına koştum.
I read comic books. začněte se učit		Ben çizgi romanlar okurum.
I sat next to John. začněte se učit		John'un yanına oturdum.
I saw him just now. začněte se učit		Ben şimdi onu gördüm.
I saw him recently. začněte se učit		Son zamanlarda onu gördüm.
I saw him run away. začněte se učit		Onu kaçtığını gördüm.
I saw the man jump. začněte se učit		Adamın atladığını gördüm.
I saw Tom hit Mary. začněte se učit		Tom'un Mary'ye vurduğunu gördüm.
I sleep in my room. začněte se učit		Odamda uyurum.
I slept nine hours. začněte se učit		Ben dokuz saat uyudum.
I sort of like him. začněte se učit		Bir bakıma onu seviyorum.
I stopped to smoke. začněte se učit		Sigara içmek için durdum.
I swim once a week. začněte se učit		Ben haftada bir kez yüzerim.
I think he's happy. začněte se učit		Sanırım o mutlu.
I use it every day. začněte se učit		Ben onu her gün kullanırım.
I walked to school. začněte se učit		Ben okula yürüdüm.
I want to have fun. začněte se učit		Eğlenmek istiyorum.
I wanted red shoes. začněte se učit		Ben kırmızı ayakkabıları istedim.
I was at home then. začněte se učit		O zaman evdeydim.
I was at the party. začněte se učit		Ben partideydim.
I was born in 1979. začněte se učit		1979'da doğdum.
I was busy all day. začněte se učit		Ben bütün gün meşguldüm.
I was forced to go. začněte se učit		Ben gitmek zorunda kaldım.
I watch television. začněte se učit		Televizyon izliyorum.
I will go on ahead. začněte se učit		Ben önden gideceğim.
I will lose weight. začněte se učit		Ben zayıflayacağım.
I will make him go. začněte se učit		Onu göndereceğim.
I will visit Kyoto. začněte se učit		Ben Kyoto'yu ziyaret edeceğim.
I wish I had a car. začněte se učit		Keşke bir arabam olsa.
I wish I were rich. začněte se učit		Keşke zengin olsaydım.
I wish I'd met her. začněte se učit		Keşke onunla karşılaşsam.
I worked all night. začněte se učit		Ben bütün gece çalıştım.
I worked on a farm. začněte se učit		Ben bir çiftlikte çalıştım.
I'd like meat loaf. začněte se učit		Ben etli somun istiyorum.
I'll be along soon. začněte se učit		Yakında birlikte olacağız.
I'll be right back. začněte se učit		Hemen döneceğim.
I'll be seeing you. začněte se učit		Seni görüyor olacağım.
I'll buy a new one. začněte se učit		Ben yeni bir tane alacağım.
I'll cover for you. začněte se učit		Ben seni koruyacağım.
I'll handle this. začněte se učit		Ben bunu halledeceğim.
I'll give it a try. začněte se učit		Onu deneyeceğim.
I'll remember that. začněte se učit		Onu hatırlayacağım.
I'll see him again. začněte se učit		Onu tekrar göreceğim.
Catch you later. začněte se učit		Daha sonra görüşürüz.
I'll take a shower. začněte se učit		Ben bir duş alacağım.
I'll tell him that. začněte se učit		Onu ona anlatacağım.
I'll think it over. začněte se učit		Ben onu düşüneceğim.
I'm a little tired. začněte se učit		Biraz yorgunum.
I'm about to leave. začněte se učit		Ben ayrılmak üzereyim.
I'm afraid I can't. začněte se učit		Maalesef yapamam.
I'm afraid of dogs. začněte se učit		Ben köpeklerden korkarım.
I'm always thirsty. začněte se učit		Ben her zaman susarım.
I'm angry with her. začněte se učit		Ben ona kızgınım.
I'm as tall as Tom. začněte se učit		Ben Tom kadar uzunum.
I'm as tall as you. začněte se učit		Ben sizin kadar uzun boyluyum.
I'm bleeding badly. začněte se učit		Benim kötü bir kanamam var.
I'm coming at once. začněte se učit		Derhal geliyorum.
I'm free on Sunday. začněte se učit		Benim Pazar günü işim yok.
I'm from Australia. začněte se učit		Ben Avustralya'lıyım.
I'm from Singapore. začněte se učit		Ben Singapur'luyum.
I'm getting hungry. začněte se učit		Ben acıkıyorum.
I'm going downtown. začněte se učit		Şehir merkezine gidiyorum.
I'm going home now. začněte se učit		Şimdi eve gidiyorum.
I'm going to start. začněte se učit		Ben başlayacağım.
I'm good at skiing. začněte se učit		Ben kayakta iyiyim.
I'm good at soccer. začněte se učit		Ben futbolda iyiyim.
I'm good at tennis. začněte se učit		Ben tenisinde iyiyim.
I'm just beginning. začněte se učit		Ben sadece başlıyorum.
I'm late, aren't I? začněte se učit		Ben geç kaldım, değil mi?
I'm learning music. začněte se učit		Ben müzik öğreniyorum.
I'm not busy today. začněte se učit		Ben bugün meşgul değilim.
I'm not free today. začněte se učit		Bugün boş değilim.
I'm not going back. začněte se učit		Ben geri gidiyorum.
I'm not in a hurry. začněte se učit		Acelem yok.
I'm not quite sure. začněte se učit		Pek emin değilim.
I'm not quite well. začněte se učit		Ben oldukça iyi değilim.
I'm on the balcony. začněte se učit		Ben balkondayım.
I'm ready to leave. začněte se učit		Ben gitmeye hazırım.
I'm ready to start. začněte se učit		Ben başlamak için hazırım.
I'm short of money. začněte se učit		Param az kaldı.
I am so sorry. začněte se učit		Çok üzgünüm.
I'm twice your age. začněte se učit		Ben senin yaşının iki katı yaşa sahibim.
I'm very happy now. začněte se učit		Ben şimdi çok mutluyum.
I've been laid off. začněte se učit		İşten uzaklaştırıldım.
I've caught a cold. začněte se učit		Beni soğuk algınlığı yakaladı.
I've got to see it. začněte se učit		Ben onu görmek zorundayım.
I've gotten better. začněte se učit		Ben iyileştim.
I've heard nothing. začněte se učit		Ben bir şey duymadım.
I've never met her. začněte se učit		Onunla hiç karşılaşmadım.
Is breakfast ready? začněte se učit		Kahvaltı hazır mı?
Is everything okay? začněte se učit		Her şey yolunda mı?
Is he back already? začněte se učit		O zaten geri döndü mü?
Is he studying now? začněte se učit		O şimdi çalışıyor mu?
Is he studying now? začněte se učit		O şimdi okuyor mu?
Is he your teacher? začněte se učit		O senin öğretmenin mi?
Is it large enough? začněte se učit		Yeterince büyük mü?
Is she coming, too? začněte se učit		O da geliyor mu?
Is she your mother? začněte se učit		O senin annen mi?
Is she your sister? začněte se učit		O senin kız kardeşin mi?
Is something wrong? začněte se učit		Yanlış bir şey mi var?
Is the dog chained? začněte se učit		Köpek zincirli mi?
Is there a problem? začněte se učit		Bir sorun var mı?
Is there any sugar? začněte se učit		Hiç şeker var mı?
Is this an express? začněte se učit		Bu bir özel ulak mıdır?
Is this book yours? začněte se učit		Bu kitap senin mi?
Is this seat open? začněte se učit		Bu koltuk boş mu?
Is this seat taken? začněte se učit		Bu koltuk alınır mı?
Is this steak done? začněte se učit		Bu biftek pişmiş mi?
Is your gun loaded? začněte se učit		Silahın yüklü mü?
Isn't she a doctor? začněte se učit		O bir doktor değil mi?
It can't be helped. začněte se učit		Yapılacak birşey yok.
It falls on Sunday. začněte se učit		Pazar günü yağar.
It is a long story. začněte se učit		Bu uzun bir hikaye.
It is almost three. začněte se učit		Neredeyse üç.
It is already dark. začněte se učit		Hava zaten karanlık.
It is bad to steal. začněte se učit		Çalmak kötüdür.
It is cloudy today. začněte se učit		Bugün bulutlu.
It is dark outside. začněte se učit		Dışarda hava karanlık.
It is in a kitchen. začněte se učit		O, bir mutfakta.
It is Pochi's food. začněte se učit		O Pochi'nin yiyeceğidir...
It isn't expensive. začněte se učit		O pahalı değildir.
It looks like snow. začněte se učit		Kar gibi görünüyor.
It snowed in Osaka. začněte se učit		Osaka'da kar yağdı.
It was a nightmare. začněte se učit		O bir kabustu.
It was nearly noon. začněte se učit		Neredeyse öğle idi.
It was pitch-black. začněte se učit		Zifiri karanlıktı.
It was really good. začněte se učit		O gerçekten iyiydi.
It'll be a big day. začněte se učit		Büyük bir gün olacak.
It's a distraction. začněte se učit		O bir oyalama.
It's a small world. začněte se učit		Bu küçük bir dünya.
It's all up to you. začněte se učit		Tamamen size kalmış.
It's at the corner. začněte se učit		O köşededir.
It's crowded today. začněte se učit		Bugün kalabalık.
It's for my family. začněte se učit		O benim ailem için.
It's going to rain. začněte se učit		Yağmur yağacak.
It's gotten better. začněte se učit		Daha iyi oldu.
It's nice and cool. začněte se učit		Bu güzel ve şirin.
It's nice and warm. začněte se učit		Bu güzel ve sıcak.
It's now your turn. začněte se učit		Şimdi sıra sizde.
It's really stinky. začněte se učit		O gerçekten kokmuş.
It's snowing today. začněte se učit		Bugün kar yağıyor.
It's still raining. začněte se učit		Hala yağmur yağıyor.
It's time to leave. začněte se učit		Gitme zamanı.
It's too difficult. začněte se učit		Bu çok zor.
It's too expensive. začněte se učit		O çok pahalı.
It's very cold now. začněte se učit		Şimdi çok soğuk.
It's very hot here. začněte se učit		Hava burada çok sıcak.
Jane married young. začněte se učit		Jane erken evlendi.
Judy laughed at me. začněte se učit		Judy bana güldü.
Just say yes or no. začněte se učit		Sadece evet ya da hayır de.
Just water, please. začněte se učit		Sadece su, lütfen.
Keep off the grass. začněte se učit		Çimlere basmayın.
Keep the door open. začněte se učit		Kapıyı açık tutun.
Ken cried for help. začněte se učit		Ken yardım için bağırdı.
Ken sat next to me. začněte se učit		Ken yanıma oturdu.
Ken wasn't running. začněte se učit		Ken çalışmıyordu.
Ken's dog is white. začněte se učit		Ken'in köpeği beyazdır.
Kim smiled sweetly. začněte se učit		Kim tatlı tatlı gülümsedi.
Leave here at once. začněte se učit		Derhal burayı terket.
Leave my car alone. začněte se učit		Arabamı yalnız bırakın.
Let her replace it. začněte se učit		O, onu değiştirsin.
Let him pay for it. začněte se učit		Onun için ödesin.
Let me go with you. začněte se učit		Seninle gitmeme izin ver.
Let me go with you. začněte se učit		Seninle gideyim.
Let me handle this. začněte se učit		Bırak bunu ben halledeyim.
Let me pay tonight. začněte se učit		Bu gece ben ödeyeyim.
Let's have a look. začněte se učit		Bir göz atalım.
Let's face reality. začněte se učit		Gerçekle yüzleşelim.
Let's get divorced. začněte se učit		Boşanalım.
Let's get off here. začněte se učit		Burada inelim.
Let's not watch TV. začněte se učit		TV izlemeyelim.
Let's take a break. začněte se učit		Bir mola alalım.
Let's take a train. začněte se učit		Bir trene binelim.
Let's take it easy. začněte se učit		Sakin olalım.
Life is very short. začněte se učit		Hayat çok kısa.
Lilies smell sweet. začněte se učit		Zambaklar mis gibi kokar.
Look at my new car. začněte se učit		Benim yeni arabama bakın.
Look at that house. začněte se učit		Şu eve bakın.
Look at that smoke. začněte se učit		Şu dumana bakın.
Make love, not war. začněte se učit		Savaşma seviş.
Mary is Tom's aunt. začněte se učit		Mary Tom'un teyzesi.
Mary is Tom's wife. začněte se učit		Mary Tom'un karısıdır.
May I have the key? začněte se učit		Anahtarı alabilir miyim?
May I open the box? začněte se učit		Kutuyu açabilir miyim?
May I pay by check? začněte se učit		Çek ile ödeme yapabilir miyim?
May I run with you? začněte se učit		Ben sizinle birlikte çalışabilirmiyim?
May I speak to you? začněte se učit		Ben sizinle konuşabilir miyim?
May I use this bat? začněte se učit		Bu beyzbol sopasını kullanabilir miyim?
May I use this pen? začněte se učit		Bu kalem kullanabilir miyim?
May I watch TV now? začněte se učit		Şimdi TV izleyebilir miyim?
Maybe you're right. začněte se učit		Belki de haklısınız.
Meg talks too much. začněte se učit		Meg çok fazla konuşur.
Mike calls him Ned. začněte se učit		Mike onu Ned diye çağırır.
Mike calls him Ned. začněte se učit		Mike ona Ned der.
Move along, please. začněte se učit		İlerleyin, lütfen.
Move along, please. začněte se učit		Devam edin, lütfen.
Music is universal. začněte se učit		Müzik evrenseldir.
My apples are gone. začněte se učit		Benim elmalar kayıp.
My arm still hurts. začněte se učit		Kolum hala acıyor.
My car is a Toyota. začněte se učit		Arabam bir Toyota.
My car won't start. začněte se učit		Arabam çalışmaz.
My dog eats grapes. začněte se učit		Köpeğim üzüm yiyor.
My eyes feel itchy. začněte se učit		Gözlerim kaşıntılı hissediyor.
My family is small. začněte se učit		Ailem küçük.
My father grew old. začněte se učit		Babam yaşlandı.
My father is young. začněte se učit		Babam gençtir.
My father was busy. začněte se učit		Babam meşguldü.
My hobby is skiing. začněte se učit		Hobim kayak yapmaktır.
My legs still hurt. začněte se učit		Bacaklarım hala ağrıyor.
My name is Hisashi. začněte se učit		Benim adım Hisashi.
My name is Hopkins. začněte se učit		Benim adım Hopkins.
My name is Yatarou. začněte se učit		Benim adım Yatarou.
My nose is running. začněte se učit		Burnum akıyor.
My parents are old. začněte se učit		Annem ve babam yaşlı.
My stomach is full. začněte se učit		Tokum.
My turn comes next. začněte se učit		Daha sonra benim sıram gelir.
My watch is broken. začněte se učit		Saatim bozuldu.
My wife hates cats. začněte se učit		Eşim kedilerden nefret eder.
My wife is Chinese. začněte se učit		Karım Çinlidir.
Nancy studied hard. začněte se učit		Nancy çok çalıştı.
Naoko can run fast. začněte se učit		Naoko hızlı çalışabilir.
Naoko is a swimmer. začněte se učit		Naoko bir yüzücü.
Nature is changing. začněte se učit		Doğa değişiyor.
No one can help me. začněte se učit		Kimse bana yardımcı olamaz.
Nobody can stop me! začněte se učit		Hiç kimse beni durduramaz!
Nobody was injured. začněte se učit		Kimse yaralanmadı.
Now I'm wide awake. začněte se učit		Şimdi tamamen uyanığım
Paper burns easily. začněte se učit		Kağıt kolayca yakar.
Pay your fare here. začněte se učit		Ücretinizi burada ödeyin.
Please call me Joe. začněte se učit		Lütfen bana Joe deyin.
Please get dressed. začněte se učit		Lütfen giyin.
Please be seated. začněte se učit		Lütfen oturun.
Please let me know. začněte se učit		Lütfen bana bildirin.
Please let us know. začněte se učit		Lütfen bize bildirin.
Please repair this. začněte se učit		Lütfen bunu onarın.
Please shake hands. začněte se učit		Lütfen tokalaşın.
Please sing a song. začněte se učit		Lütfen bir şarkı söyle.
Prices have jumped. začněte se učit		Fiyatlar fırladı.
Push the door open. začněte se učit		Kapıyı iterek açın.
Put away your toys. začněte se učit		Oyuncaklarını bir kenara koy.
Quiet down, please. začněte se učit		Susun lütfen.
Sales are down now. začněte se učit		Satışlar şimdi düşük.
Save your strength. začněte se učit		Gücünü topla.
School begins at 9. začněte se učit		Okul 9 'da başlar.
School is over now. začněte se učit		Okul şimdi bitti.
Send it by airmail. začněte se učit		Havayoluyla gönder.
Send me a postcard. začněte se učit		Bana bir kartpostal gönder.
She almost drowned. začněte se učit		Neredeyse boğuluyordu.
She ate her dinner. začněte se učit		O, akşam yemeğini yedi.
She bought chicken. začněte se učit		O tavuk aldı.
She calls me Kenji. začněte se učit		Beni Kenji diye çağırır.
She came to my aid. začněte se učit		Benim yardımıma geldi.
She cried bitterly. začněte se učit		O acı acı ağladı
She didn't show up. začněte se učit		O ortaya çıkmadı.
She died of cancer. začněte se učit		O, kanserden öldü.
She gave it to him. začněte se učit		O onu ona verdi.
She goes to school. začněte se učit		O okula gider.
She got off easily. začněte se učit		O kolayca indi.
She has no manners. začněte se učit		Onun kaba bir davranışı var.
She has short hair. začněte se učit		Onun kısa saçı vardır.
She has small feet. začněte se učit		Küçük ayakları var.
She heard him sing. začněte se učit		Onun şarkı söylemesini duydu.
She invited him in. začněte se učit		Onu içeri davet etti
She is a kind girl. začněte se učit		O nazikr bir kız.
She is a poor cook. začněte se učit		O kötü bir aşçıdır.
She is always busy. začněte se učit		O hep meşgul.
She is going on 35. začněte se učit		O, 35'e giriyor.
She is helping him. začněte se učit		Ona yardımcı oluyor.
She is kind to him. začněte se učit		O ona karşı naziktir.
She is kissing him. začněte se učit		O onu öpüyor.
She is over twenty. začněte se učit		O yirminin üzerinde.
She is pigeon-toed. začněte se učit		O, güvercin parmaklı.
She is quite angry. začněte se učit		O, oldukça aç.
She is really cute. začněte se učit		O gerçekten sevimli.
She is very bright. začněte se učit		O çok parlak
She's very wise. začněte se učit		O çok akıllı.
He's adorable. začněte se učit		O çok güzel.
She kept on crying. začněte se učit		Ağlamaya devam etti.
She left for Paris. začněte se učit		Paris'e gitti.
She left me a note. začněte se učit		Bana bir not bıraktı.
She listens to him. začněte se učit		O onu dinler.
She lives with him. začněte se učit		Onunla birlikte yaşar.
She looked excited. začněte se učit		Heyecanlı görünüyordu.
She looks lonesome. začněte se učit		O yalnız görünüyor.
She loves children. začněte se učit		O, çocukları sever.
She made him do it. začněte se učit		O ona onu yaptırdı.
She made him happy. začněte se učit		O onu mutlu etti.
She made me a cake. začněte se učit		Bana bir pasta yaptı.
She made me a star. začněte se učit		O, beni bir yıldız yaptı.
She makes me happy. začněte se učit		O beni mutlu ediyor.
She needs our help. začněte se učit		Onun yardımımıza ihtiyacı var.
She picked flowers. začněte se učit		O, çiçekleri topladı.
She pointed at him. začněte se učit		Ona işaret etti.
She sat next to me. začněte se učit		O, yanıma oturdu.
She shouted to him. začněte se učit		O ona bağırdı.
She threatened him. začněte se učit		Onu tehdit etti.
She uses her looks. začněte se učit		O, bakışlarını kullanır.
She was in a hurry. začněte se učit		Onun acelesi vardı.
She was kind to me. začněte se učit		Bana karşı nazikti.
She was making tea. začněte se učit		O çay yapıyordu.
She's at a meeting. začněte se učit		O, bir toplantıda.
She's Tom's sister. začněte se učit		O, Tom'un kız kardeşidir.
Show me an example. začněte se učit		Bana bir örnek göster.
Slip on your shoes. začněte se učit		Ayakkabılarını giy.
Some juice, please. začněte se učit		Biraz meyve suyu, lütfen.
Some water, please. začněte se učit		Biraz su, lütfen.
Someone was coming! začněte se učit		Biri geliyordu!
Stand back, please. začněte se učit		Geride durun lütfen.
Stay where you are. začněte se učit		Olduğun yerde kal.
Stop joking around. začněte se učit		Dalga geçmeyin.
Stop making a fuss. začněte se učit		Yaygara yapmayı bırak.
Take a deep breath. začněte se učit		Derin bir nefes al.
Take away this box. začněte se učit		Bu kutuyu götür.
Take off your coat. začněte se učit		Ceketini çıkart.
Tell me what to do. začněte se učit		Bana ne yapacağımı söyle.
That book is small. začněte se učit		O kitap küçüktür.
It can not be true. začněte se učit		O doğru olamaz.
That guy annoys me. začněte se učit		O adam benim canımı sıkıyor.
That house is mine. začněte se učit		O ev benim.
That is intriguing. začněte se učit		O ilgi çekici.
That is not my pen. začněte se učit		O benim kalemim değildir.
That is our school. začněte se učit		Şu, bizim okulumuz.
That is surprising. začněte se učit		Bu şaşırtıcı.
That man ate bread. začněte se učit		Şu adam ekmek yedi.
That was years ago. začněte se učit		O yıllar önceydi.
That would be fine. začněte se učit		Bu iyi olurdu.
That's a good idea. začněte se učit		Bu iyi bir fikir.
That's a good plan. začněte se učit		Bu iyi bir plan.
That's a nice coat. začněte se učit		O güzel bir ceket.
The alarm sounded. začněte se učit		Alarm çaldı.
The area was quiet. začněte se učit		Bölge sessizdi.
The baby is asleep. začněte se učit		Bebek uykuda.
The baby is crying. začněte se učit		Bebek ağlıyor.
The baby was naked. začněte se učit		Bebek çıplaktı.
The boy is thirsty. začněte se učit		Çocuk susamış.
The boy is thirsty. začněte se učit		Çocuk susamıştır.
The boy kept quiet. začněte se učit		Çocuk sessiz kaldı.
The bus left early. začněte se učit		Otobüs erken ayrıldı.
The bell rang. začněte se učit		Zil çaldı.
The car broke down. začněte se učit		Araba bozuldu.
The child is dirty. začněte se učit		Çocuk kirli.
The clock is wrong. začněte se učit		Saat yanlış.
The clock says two. začněte se učit		Saat iki diyor.
The crow flew away. začněte se učit		Karga uçup gitti.
The damage is done. začněte se učit		Zarar verildi.
The dog seems sick. začněte se učit		Köpek hasta görünüyor.
The earth is round. začněte se učit		Dünya yuvarlak.
The flame went out. začněte se učit		Alev söndü.
The fog has lifted. začněte se učit		Sis kalktı.
The fruit went bad. začněte se učit		Meyve çürümüş.
The girl is lonely. začněte se učit		Kız yalnız.
The ice melted. začněte se učit		Buz eridi.
The ice is melting. začněte se učit		Buz eriyor.
The lights are out. začněte se učit		Işıklar söndü.
The lock is broken. začněte se učit		Kilit kırık.
The market rallied. začněte se učit		Piyasa yükseldi.
The meat is frozen. začněte se učit		Et dondurulmuş.
The movie was good. začněte se učit		Film iyiydi.
The rocket went up. začněte se učit		Roket yükseldi.
The secret got out. začněte se učit		İşin sırrı çıktı.
The ship is at sea. začněte se učit		Gemi denizde.
The signal was red. začněte se učit		Sinyal kırmızıydı.
The sky brightened. začněte se učit		Gökyüzü aydınlandı.
The snow is melted. začněte se učit		Kar eridi.
The stars came out. začněte se učit		Yıldızlar çıktı.
The story was true. začněte se učit		Hikaye gerçekti.
Summer is over. začněte se učit		Yaz bitti.
The thief ran fast. začněte se učit		Hırsız hızlı koştu.
The tire leaks air. začněte se učit		Lastik hava sızdırıyor.
The tree fell down. začněte se učit		Ağaç düştü.
The waves are high. začněte se učit		Dalgalar yüksek.
There goes our bus. začněte se učit		Bizim otobüs gidiyor.
There is no choice. začněte se učit		Hiçbir seçenek yoktur.
There's no mistake. začněte se učit		Hata yok.
These are my books. začněte se učit		Bunlar benim kitaplarım.
These cars are big. začněte se učit		Bu arabalar büyük.
These dogs are big. začněte se učit		Bu köpekler büyük.
These pens are his. začněte se učit		Bu kalemler onun.
They all have come. začněte se učit		Onların hepsi geldi.
They are all alike. začněte se učit		Bunların hepsi birbirine benziyor.
They are both good. začněte se učit		Onların her ikisi iyidir.
They are too close. začněte se učit		Onlar çok yakın.
They are very kind. začněte se učit		Onlar çok nazik.
They are wrestlers. začněte se učit		Onlar güreşçiler.
They don't like me. začněte se učit		Onlar beni sevmezler.
They gave it to me. začněte se učit		Onlar onu bana verdi.
They like to dance. začněte se učit		Onlar dans etmeyi seviyorlar.
They made him work. začněte se učit		Onlar onu çalıştırdılar.
They made the goal. začněte se učit		Onlar amacını gerçekleştirdi.
They must be happy. začněte se učit		Onlar mutlu olmalılar.
They walked around. začněte se učit		Onlar etrafta yürüdüler.
They were swimming. začněte se učit		Onlar yüzüyorlardı.
This book is heavy. začněte se učit		Bu kitap ağır.
This book is small. začněte se učit		Bu kitap küçük.
This book is yours. začněte se učit		Bu kitaplar senin.
This book is yours. začněte se učit		Bu kitap sizinki.
This book was easy. začněte se učit		Bu kitap kolaydı.
This chair is ugly. začněte se učit		Bu sandalye tehlikeli.
This coat fits you. začněte se učit		Bu ceket sana uyar.
This house is mine. začněte se učit		Bu ev benimdir.
This is a road map. začněte se učit		Bu bir yol haritası.
This is all I know. začněte se učit		Bütün bildiğim budur.
This is Jane's bag. začněte se učit		Bu, Jane'in çantası.
This is Jane's bag. začněte se učit		Bu Jane'in çantası.
This is Mary's dog. začněte se učit		Bu Mary'nin köpeği.
This is my bike. začněte se učit		Bu benim bisikletim.
This is too bright. začněte se učit		Bu çok parlak.
This is your fault. začněte se učit		Bu senin hatan.
This story is true. začněte se učit		Bu hikaye gerçek.
Those are my books. začněte se učit		Onlar benim kitaplarım.
Those are my pants. začněte se učit		Bunlar benim pantolonlarım.
Today is March 5th. začněte se učit		Bugün 5 Mart.
Tom almost drowned. začněte se učit		Tom neredeyse boğuluyordu.
Tom almost fainted. začněte se učit		Tom neredeyse bayılacaktı.
Tom became nervous. začněte se učit		Tom sinirli oldu.
Tom became popular. začněte se učit		Tom popüler oldu.
Tom bowed politely. začněte se učit		Tom başıyla kibarca selamladı.
Tom burned himself. začněte se učit		Tom kendini yaktı.
Tom can be trusted. začněte se učit		Tom'a güvenilebilir.
Tom contacted Mary. začněte se učit		Tom Mary ile temasa geçti.
Tom cooks with gas. začněte se učit		Tom gaz ile pişirir.
Tom counts on Mary. začněte se učit		Tom Mary'ye güveniyor.
Tom did a good job. začněte se učit		Tom iyi bir iş yaptı.
Tom did it for fun. začněte se učit		Tom eğlenmek için bunu yaptı.
Tom did it himself. začněte se učit		Tom onu kendisi yaptı.
Tom didn't give up. začněte se učit		Tom vazgeçmedi.
Tom didn't mean it. začněte se učit		Tom onu demek istemedi.
Tom died in combat. začněte se učit		Tom kavgada öldü.
Tom died of cancer. začněte se učit		Tom kanser nedeniyle hayatını kaybetti.
Tom died yesterday. začněte se učit		Tom dün öldü.
Tom does good work. začněte se učit		Tom iyi iş yapar.
Tom drank too much. začněte se učit		Tom çok içti.
Tom drinks too much. začněte se učit		Tom çok fazla içer.
Tom drives me nuts. začněte se učit		Tom beni deli eder.
Tom eats out a lot. začněte se učit		Tom dışarda çok yer.
Tom felt all alone. začněte se učit		Tom yapayalnız hissetti.
Tom glared at Mary. začněte se učit		Tom Mary'ye baktı.
Tom got Mary drunk. začněte se učit		Tom Mary'yi sarhoş etti.
Tom got on the bus. začněte se učit		Tom otobüse bindi.
Tom got out of bed. začněte se učit		Tom yataktan çıktı.
Tom got ripped off. začněte se učit		Tom kazıklandı.
Tom got very drunk. začněte se učit		Tom çok sarhoş oldu.
Tom has a backache. začněte se učit		Tom'un sırt ağrısı var.
Tom has a bad cold. začněte se učit		Tom'un kötü bir soğuk algınlığı var.
Tom has a hangover. začněte se učit		Tom'un içki mahmurluğu var.
Tom has a headache. začněte se učit		Tom'un başı ağrıyor.
Tom has an earache. začněte se učit		Tom'un kulağı ağrıyor.
Tom has bad breath. začněte se učit		Tom'un kötü nefesi var.
Tom has brown hair. začněte se učit		Tom'un kahverengi saçı var.
Tom has gone crazy. začněte se učit		Tom çıldırdı.
Tom has no manners. začněte se učit		Tom'un hiç görgüsü yok.
Tom has no regrets. začněte se učit		Tom herhangi bir pişmanlığı yok.
Tom has short hair. začněte se učit		Tom'un kısa saçı var.
Tom has three cars. začněte se učit		Tom'un üç arabası var.
Tom has three cats. začněte se učit		Tom'un üç kedisi var.
Tom has three dogs. začněte se učit		Tom'un üç köpeği var.
Tom has three sons. začněte se učit		Tom'un üç oğlu var.
Tom hasn't changed. začněte se učit		Tom değişmedi.
Tom is a big eater. začněte se učit		Tom büyük bir yiyici.
Tom is a brave man. začněte se učit		Tom cesur bir adam.
Tom is a Christian. začněte se učit		Tom bir Hıristiyan.
Tom is a detective. začněte se učit		Tom bir dedektif.
Tom is a good cook. začněte se učit		Tom, iyi bir aşçıdır.
Tom is a hypocrite. začněte se učit		Tom bir iki yüzlüdür.
Tom is a scientist. začněte se učit		Tom bir bilim adamıdır.
Tom is always busy. začněte se učit		Tom her zaman meşgul.
Tom is at his desk. začněte se učit		Tom masasında.
Tom is from Boston. začněte se učit		Tom Boston'ludur.
Tom is Mary's boss. začněte se učit		Tom Mary'nin patronu.
Tom is on duty now. začněte se učit		Tom şu anda görevde.
Tom is out of work. začněte se učit		Tom işsiz.
Tom is past thirty. začněte se učit		Tom otuzunu geçmiş.
Tom is rarely late. začněte se učit		Tom nadiren geç kalır.
Tom is sick in bed. začněte se učit		Tom yatakta hasta.
Tom is such a slob. začněte se učit		Tom böyle bir serseri.
Tom is very stingy. začněte se učit		Tom çok cimri.
Tom isn't here now. začněte se učit		Tom şimdi burada değil.
Tom isn't here yet. začněte se učit		Tom henüz burada değil.
Tom just ate lunch. začněte se učit		Tom az önce öğle yemeği yedi.
Tom just got fired. začněte se učit		Ton az önce kovuldu.
Tom likes lacrosse. začněte se učit		Tom lekrosu seviyor.
Tom likes swimming. začněte se učit		Tom yüzmeyi sever.
Tom lived to be 97. začněte se učit		Tom 97 yaşına kadar yaşadı.
Tom lost his voice. začněte se učit		Tom sesini kaybetti.
Tom made a mistake. začněte se učit		Tom bir hata yaptı.
Tom must be hungry. začněte se učit		Tom aç olmalı.
Tom needs our help. začněte se učit		Tom'un bizim yardımımıza ihtiyacı var.
Tom needs to relax. začněte se učit		Tom'un dinlenmesi gerekir.
Tom ran out of gas. začněte se učit		Tom'un benzini bitti.
Tom relied on Mary. začněte se učit		Tom Mary'ye güvendi.
Tom ripped you off. začněte se učit		Tom seni kazıkladı.
Tom runs very fast. začněte se učit		Tom çok hızlı koşar.
Tom saw Mary again. začněte se učit		Tom tekrar Mary'yi gördü.
Tom saw Mary on TV. začněte se učit		Tom televizyonda Mary'yi gördü.
Tom saw Mary today. začněte se učit		Bugün Tom Mary'yi gördü.
Tom sent Mary home. začněte se učit		Tom Mary'yi eve gönderdi.
Tom smiled at Mary. začněte se učit		Tom Mary'ye gülümsedi.
Tom stayed up late. začněte se učit		Tom geç saatlere kadar kaldı.
Tom sure talks big. začněte se učit		Tom şüphesiz büyük konuşur.
Tom terrified Mary. začněte se učit		Tom Mary'yi çok korkuttu.
Tom took a day off. začněte se učit		Tom bir gün izinli.
Tom took Mary home. začněte se učit		Tom Mary'yi eve götürdü.
Tom wanted revenge. začněte se učit		Tom intikam istiyordu.
Tom wants this one. začněte se učit		Tom bunu istiyor.
Tom wants to dance. začněte se učit		Tom dans etmek istiyor.
Tom was also there. začněte se učit		Tom da oradaydı.
Tom was astonished. začněte se učit		Tom şaşırmıştı.
Tom was devastated. začněte se učit		Tom perişan oldu.
Tom was frightened. začněte se učit		Tom korkmuştu.
Tom was humiliated. začněte se učit		Tom aşağılanmıştı.
Tom was in a fight. začněte se učit		Tom bir mücadele içindeydi.
Tom was in a hurry. začněte se učit		Tom'un acelesi vardı.
Tom was not famous. začněte se učit		Tom ünlü değildi.
Tom was really mad. začněte se učit		Tom gerçekten deliydi.
Tom was really sad. začněte se učit		Tom gerçekten üzgündü.
Tom was speechless. začněte se učit		Tom suskundu.
Tom was very lucky. začněte se učit		Tom çok şanslıydı.
Tom went to Boston. začněte se učit		Tom Boston'a gitti.
Tom winked at Mary. začněte se učit		Tom Mary'ye göz kırptı.
Tom won a free car. začněte se učit		Tom ücretsiz bir araba kazandı.
Tom won't bite you. začněte se učit		Tom sizi ısırmayacaktır.
Tom won't go alone. začněte se učit		Tom tek başına gitmeyecek.
Tom's hat blew off. začněte se učit		Tom'un şapkası uçtu.
Tony lives in Kobe. začněte se učit		Tony Kobe'de yaşıyor.
Try on another one. začněte se učit		Başka bir tane deneyin.
Turn off the alarm. začněte se učit		Alarmı kapat.
Turn off the light. začněte se učit		Işığı kapat.
Turn off the light. začněte se učit		Işığı kapatın.
Turn off the radio. začněte se učit		Radyoyu kapat.
Turn the volume up. začněte se učit		Sesi açın.
Wait just a moment. začněte se učit		Sadece biraz bekleyin.
Was the movie good? začněte se učit		Film iyi miydi?

Turkish sentences from Tatoeba 4

Chcete-li přidat komentář, musíte se přihlásit.

více